Bolu Belediye Başkanı, Suriyeli "geçici" sığınmacılardan şikayet etmiş, "geçici" olmaktan "asli" olmaya doğru -hukuka aykırı- geçiş sürecinde gittikçe artan toplumsal rahatsızlıklara tercüman olmuş, hafif tertip retorik endazesini kaçırmış..!!
Belediye hizmetlerini sığınmacılara on kat fazlası ile fatura etmenin mümkün olmadığını hukukçu olarak bilir, muhtemelen "konuya" vurgu yapmak istemiş olabilir.
Hatay Belediye Başkanı da, benzer şikayetleri başka boyutları ile ortaya koydu, son seçimlerde 12 bin civarında Suriyelinin oy kullandığını ve yakın gelecekteki, siyasi sonuçlara işaret etmiş.
Sürekli tiril tiril tiril bir saflıkta olan Hümanist/liberal unsurlar, bol keseden ayrımcılık suçlaması yaptılar..
Eşek yükü ile kanunsuzluk/hukuksuzluk haberleri ortalıkta kol gezerken, serin atmosferlerde, huzurlarını bozmayan görevliler de "görevi kötüye kullanma ve ayrımcılık suçlaması ile soruşturma başlatmış..
Bir konu hakkında soyut ifade beyanı ile -görevi kötüye kullanma suçu- nasıl oluşur, sorunu üzerinden hukuki yorum yapmak artık abesle iştigalin de ötesinde bir durum.
Geçici sığınmacı statüsü, bir ülkede peşin para ile ev sahibi olmuş gibi, bir statü olmadığı da, tartışmaya açık değil.
Suriyeli kıdemli misafirleri ağırlamaya devam konusunda bir ortak rıza olmadığı da açık.
Ana muhalefet lideri, Anadolu'nun, dileyenin istediği kadar kalacağı yol geçen hanı olmadığını ve de, askerimizin de sözde medeniyet temsilcilerinin işgal ettikleri ülkelerdeki misyonlarını koruyacak "lejyon askeri" olamayacağı itirazını beyan etti.
Bolu Belediye Başkanı, sert konuşmuş olabilir, ama, gerçeklerden kopuk keyfi bir ayrımcılık yaptığı iddiasının da mesnedi yok..
Ama, ensarların, insan haklarının yılmaz savunucularının gönlü hoş olacaksa, Başkanı Suriye'ye deport edin, Suriyeliler kalsın..!!

Hasan Gökalp