Başbakan ve Bakan çocukları Savcılara dava açacaklarmış!!. - 14/02/2014 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Başbakanın ve bakanların çocukları kendileri hakkında soruşturma yapan savcılara dava açacaklarmış, başbakan, eski milletvekilleri ile yaptığı yemekli toplantıda açıklamış. Başbakan, bu soruşturmaları bir türlü hazmedemedi, evlerde yakalanan büyük müktardaki döviz cinsinde paralara rağmen, hala savcıları ve cemaati suçluyor.. Soruşturmalar usulsüz yapıldı diye feveran ediyor, usulüne göre yapılıp, aynı paralar ayakkabı kutularında, yatak odalarında yakalansaydı, kaynağı şüpheli paralar yok mu sayılacaktı.... internet yasasında yapılan değişiklikler, savcılar ve yargıçların adeta HSYK'nın tasallutu altına alınması, bağımsız olması gereken yargıyı hükümetin emrine alma hamleleri ile olası yolsuzluk iddiaları bakımından kendini tahkim etmeye çalışan iktidar son olarak da, herhangi bir soruşturmaya karşı da, savcılara karşı davalar açarak, yargıyı tamamiyle sindirme operasyonuna girişiyor..
Akp ve yandaşları, Türkiye'nin ileri demokrasiye geçtiği masalı ile Gobels'e rahmet okutacak propagandalar yaptılar. Bir kısım liberallerin, son gelişmeler karşısında ayakları suya erdi, yeni bir rotada dümen tutuyorlar, bazıları hala, iktidar nimetlerinden tam kopamadı, ileri geri yaparak durumu idare ediyorlar, Halbuki, en basitinden bir siyasi gözlem, Türkiyede artık açık otoriter bir rejim olduğunu teslim eder, Duçe italyada, Führer Almanyada, Cadillo ispanyada, faşist/ parti devleti rejimlerininin tarihi örnekleridir. Akp, Erdoğan üzerinden, 21. YY'da otoriter demokrasinin bir örneğini denemeye kararlı gözüküyor, yargıyı kendine bağlama, basın üzerinde baskı kurma, hoşuna gitmeyen yayınları zorla kaldırma ve son hamle olarak da, iktidar ve yandaşlarına soruşturma yapan yargı mensuplarına karşı davalar açma.. Erdoğan, yakınları tarafından yakıştırılan, "büyük usta", "reis" lakaplarıı ve son günlerde," sağlam irade" yazılı devasa pankartlar bu zihniyeti açığa vuruyor.. Sonuç olarak Türkiye'nin geleceği bakımından hayati önemdeki seçimlerin arefesinde, ileri demokrasi rüyasından uyanmış ve otoriter bir rejimin tipik unsurlarını taşıyan bir Türkiye gerçeği ile karşı karşıyayız. Nagehan Sepetçi |
|||||||||
|