Değerli okurlar;
Dünya ve Türkiye için , insanlık için, yaşadığımız bu dönem, belkide son yüz yılın en kötü dönemidir .1. Ve 2. Dünya savaşlarını da ,1929 daki ekonomik kriz buhranını da düşünerek , bu yorumu yapıyorum. Çünkü bu dönem hem ekonomik kriz var .Hem de pandemi var. Dünyanın çeşitli bölgelerinde, bölgesel Savaşlar var. Belki de teknoloji, endüstri, güç savaşlarının, Büyük dev küresel şirketlerin bir mücadelesi, yeni Dünya düzenini kurma projesinin, sonucudur bu yaşadıklarımız. Bunların hepsi birer varsayım. Ama gerçek olan Türkiye de yaşadığımız ekonomik kriz, halkın, orta kesimin, esnafın, alt kesimin, çalışan işçi kesiminin, emeklinin, bunun altında ezilmesidir. Dünya Bu meseleye pandemi ile beraber , ekonomik olarak, çözüm bulmaya çalıştı. Çalışıyor da. Büyük, gelişmiş , G20 dediğimiz devletler daha çabuk hareket ettiler. Edebildiler.fakat biz o kadar iyi çözümler üretemedik, sonuçlar alamadık.
Burada bizim bakmamız gereken bizi ilgilendiren konu Türkiye dir. Iktidar hükumet kendince bir takım önlemler aldı. Pandemi özel Kredileri verdi .Yardımlar topladı . Küçük bazı hibeler dağıttı. Bazı sektörlere özel teşvikler, muafiyetler getirdi.
Yalnız bunlar yeterli olmadı. Tüm Dünyada olduğu gibi, pandeminin getirdiği, ağır yük, belli bir süre sonra patladı ve geçen hafta yaşadıklarımızı yaşadık. Enflasyon 30, 40 yıl sonra Amerika ve Almanya da %5,6 gibi rakamlara ulaştı. Onlar farklı çözümler ürettiler. Ekonomik güçleri çok büyük, bunu biliyoruz. Biz ise imkanlarımız dahilinde üretemedik. Burada muhalefet eleştirmekte, halkın haklarını savunmak ,korumak istemekte doğru bir politika izlemektedir. Mesele buradaki çözüm önerileridir. 23 Aralık ta, CHP Genel Sekreteri Ekonomist Sayın Selin Sayek Bökenin Ekonomik ve Siyasal çözüm önerilerini canlı sunumunda dinledim . Tespitler doğru, fakat çözüm önerileri ,bana istenilen somut , güncel öneriler olarak gelmedi. 2018 yılında ki, seçim parti beyannamesindeki ekonomik program ile aynı maddeleri sıraladı. Halbuki, Dünya da, Türkiye'de
o günden bugüne, çok değişti. Sunum sonunda sorulan soruların bir tanesi de çözüm önerilerinin halka anlatılması ve dili ile ilgiliydi . Burada da bir eksiklik gördüm. Ekonominin kalkınması ,ayağa kalkması için Sayın Genel Sekreter, güçlendirilmiş Parlamenter sistemi işaret etti . Doğru söylüyor. Ama bende, sunum sonunda kendilerine sordum. " Hangi Parlamenterler ile bu işler olacak 6 yıldır Önseçim olmuyor, önümüzdeki seçimlerde, Önseçim olacak mı? "
Tabii ki net bir cevap alamadım, ve anladım ki ,olmayacak . Adalet ve temsilde Adalet diyorsak, parti içi demokrasi diyorsak, iktidarı antidemokratik diye eleştiri yorsak, önce kendimize bakacağız. Genel Başkanın ve Genel Merkezin iki dudağı arasında, yazılan Parlamenter den Türkiye ye, Dünya ya, insanlığa umut olur mu? Olmaz mı?
Bakınız; halk yorulmuş, bıkmış, bitmiş, ekonomik olarak perişan bir vaziyettedir. Bir umut beklemektedir. O umut siyasette Muhalefettir. Ama hangi muhalefet? hangi yöneticiler? Hangi Parlamenter? Bunun cevabını seçimlerde halkımız verecektir.
Saygılarımla.

Emre Gülener