Dünya Emekçi Kadınlar Gününden geriye hafızalarda iki görüntü kaldı..
Külliyede "kadın muhtarlar toplantısı" başlığı ile yapılan yemekli davette Cumhurbaşkanınca ağırlanan kadınlar ve Taksim meydanına sokulmayan coplanan, gazlanan kadınlar...
Türkiye de kadın muhtar oranı son ölçümlere göre %2.1, toplayıp ağırlamak, teşvik bakımından önemli ama -sadece hazırun olarak- adeta icraatın içinden propagandası eşliğinde "taam " etme ayrıcalığı, "kadın emekçiler" gününün mana ve önemi ile ne kadar bağdaşıyor.
Taksim'de toplanmak isteyen kadınlar Valilik emri ile alana sokulmadı, sakıncalı muamelesi yapıldı, toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkı " pervasızca çiğnendi, gece yarılarına kadar, "hak" kullanmak için mücadele etmek zorunda kaldılar, yerlerde sürüklenenler oldu.
Halbuki onlar, devlet kesesinden yemek yerine kendi imkanları ile ve kendi meşreplerine göre bir "emekçi kadınlar günü" etkinliği yapmak istemişlerdi..
Yemek yerken arada alkış yapan kadınlar, Külliyenin sıcak salonlarında- güzel bir gün geçirdiler, diş kirası da aldılar mı bilinmez ama diğerleri, soğuk havada itilip kakıldılar.
Sıradan bir toplanma hakkı kullananlara uygulanan ayrımcılık, Adalet duygusunu rencide etti.
İdari bir kararla, temel hak kullanımının kısıtlanması, engellenmesi meselesi; demokrasilerin kalitesi hakkında en geçerli ölçüttür.
İktidar sözcüleri, her fırsatta , genizlerini zorlayarak "demokrasi" kelimesini bol keseden sarfediyorlar ama, icraat sırıtıyor.!!





Güher Kaygılı