Türkiyede her dört aileden birinin devlet yardımı aldığı açıklandı...
Yapış yapış hale gelmekte olan -hiper adayı- yüksek enflasyon ortamında , faturaları ödenemiyor, bir başka deyişle, faturalarını ödeyemeyenlerin sayısı artıyor..
Bir soru önergesine verdiği cevapta, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı , 2021 yılında 6 milyon hanenin sosyal yardım aldığı bilgisini paylaşmış..
Bu durumda;
Kaba bir hesapla, ülke genelinde her dört haneden biri devlet yardımı ile hayatını idame ettiriyor....
Kişi bazında hesaplanacak olursa, 20 milyon vatandaş, devlet katkısı ile yaşıyor..( düzenli ve süreli gelir olarak %94 'ünün nakden gerçekleştirildiği bilgisi de aynı açıklamada bulunuyor)
Hazine imkanları ile simbiyoz bir yaşam sürmek, sosyal devlet tanımı içinde değerlendirilebilir..
Ancak, siyasetin keskin ayrımcılığında, bu yardımların ölçüsü ve takdir biçimi konusunda- toplumun büyük kesiminde tereddütler var...
İktidar zihniyeti ile uzun yıllar yol yürümüş, bugün -konjonktürel olarak- ayrı düşmüş gibi görünen birinin kendi köşesinde ; Yargıtay bilgisine dayanarak , AKP üye sayısının yaklaşık 11 milyon olduğu, ve ilgili Bakanca yapılan açıklamada , sosyal yardım vakıflarından yardım alan kişi sayısının da 11 milyon olduğu bilgisi var.
Devlet yardımı ve sosyal yardım vakıflarının yardımlarına bakılınca , ülke nüfusunun önemli bir kısmının sosyal sübvansiyonlarla ayakta durduğu anlaşılıyor ..
Suriyeli misafirlerin de bir şekilde desteklendiği biliniyor.
Gönlü bu kadar gani bir devlette , 21 yy'ın ilk çeyreğinde ; ne yazık ki, resmi rakamlarla 300.000'e yakın kişi, muhalefete göre de milyonlar , elektrik faturalarını ödeyemedikleri için karanlıktalar.
Kılıçdaroğlu'nun hanesi de , empati ve dikkati çekmek amaçlı ödemediği faturası nedeniyle dün itibarı ile karanlığa gömüldü..!!
Kılıçdaroğlu elektrik faturasını öne çıkararak, dikkatleri -yoksulluk katsayısı olarak- ölçü kabul edilen "gini" katsayısına çekti ve küresel yoksulluk konusunda alarm zillerinin çaldığını ve kaymak tabaka olan çok düşük bir yüzdenin, insanlığın çoğunun insanca yaşam hakkını gaspettiği iddiasında bulundu.
Dünyaya nizam verme iddiasında olan iktidar, milletin giderek yoksullaşmakta olduğu gerçeğine şimdilik "macron kadar fransız" görünüyor.. ve dünya beşten büyüktür iddiasını, yoksullar varsıllardan büyüktür " gerçeği ile, aynı netlikte dillendirmiyor..
Kendi takdirine göre, desteklediği kesimler var, ama bu sosyal devlet görevini yerine getirdiği anlamına gelmez..
Sonuç olarak, ne yazık ki, yaşamın kıyısında devletin keyfine muhtaç insanların sayısı arttıkça , toplumsal gerilim de artacaktır..







Bahar Soylu