Başbakan, havuz medyasına mensup bir kanalda, kendisine, o veya bu nedenle (şimdilik) kılavuzluk yapan gazeteciler ile bir çanak muhabbeti yaptı..
Başbakan, kendi gurubunda olan ve farklı düşünen milletvekillerine "tuzluk" yakıştırmasında bulunuyor..Daha ziyade paralel yapıya mensup olanlar sözkonusu.. Farkında olmadan tuzluklardan vekil yapmış, "yanıldım, kandırıldım, çok safmışım" diye yakınıyor.. Bu gazeteci arkadaşlar, bitişik nizam yan yana tam karşısına oturtulmuşlar,başbakan, kapalı bir mekan için biraz uzak sayılabilecek mesafede bulunuyor, çaprazda da yine biraz mesafeli bir pozisyonda moderatör görevi yaptığı tahmin edilen ayaktaki zat da arada çanağı karıştırıyor.
Başbakanın pozisyonu, gazetecilerin oturma düzeni, tuzluk düzenine tam uymasa da, hafiften bir içtima halini yansıtıyor..Gazeteciler, arada espiri de yaparak, başbakanın ufunetini almaya çalışıyorlar, en kıdemli olanı,aile boyu ve de kayınbirader dahil destek bölüğü olarak emek verdiği için daha imtiyazlı, "temel elinde yılanla dolaşıyormuş, , denize düşersem lazım olur diye" nüktesini araya sıkıştırdı, ama, temel kültüründen gelen başbakan pek itibar etmedi..yine aile boyu ön saflarda çarpışan bir diğeri, paralel yapının iş adamlarından tehditle haraç aldığını ortaya attı ve başbakandan zecri tedbirler alınmasını talep ettii, başbakan da , "müracaat etsinler gereğini yaparım" dedi. zaten, seçim sonrası, parelel yapının, kainat imamı dahil, münafıklağa bulaşmış olanlarını cezalandıracakları müjdesini verdi.. En ilginç an, başbakanın, youtube ve benzeri platformları, şer yuvası oldukları için, millet menfaatine kapatabileceklerini söylediiği andı, asker nizamı oturup, münasip sualler ile, başbakanın seçim stresini almaya çalışan ileri demokrat kalem erbabının mahçup mutlulukları geceye damgasını vurdu..ileri demokrasinin bu yeni gazeteciği, İletişim fakülteleri ve basın yayın yüksek okullarında mutlaka tez konusu olması gereken bir gazetecilik tarzı, adı da "başbakan gazeteciliği" olmalı...

Ruhsar Hetman