YSK Anayasa gereği M.79;" secimlerin baslamasından bitimine kadar; seçimlerin düzen icinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili butun işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konuları ile ilgili butun yolsuzluk, şikayet ve itirazları inceleme ve kesin olarak karara bağlama ve TBMM uyalarının seçim tutanaklarını ve cumhurbaşkanlığı secim tutanaklarını kabul etme" ile görevlidir.
31.05.2007 tarih ve 5678 sayılı Kanunla, ilgili madde son seklini almış ve YSK gorev ve hudutları kesin olarak belirlenmiştir.
Bu madde hükmüne göre ; YSK , anayasal hükümler hakkında herhangi bir "yorum" yapma görev ve yetkisine sahip degildir.
Bu nedenle Anayasal bir temel insan hakki olan seçim ( seçme..seçilme) hakkı konusunda YSK itiraz mercii olamaz.
Cumhurbaskanı olan kisinin "aday" yeterliliği tartışması ki.. Türkiye'ye özgü tuhaf bir durumdur- seçilme hakkının özü hakkında kararı ve bu hakkın kaderini YSK 'nun takdirine bırakmak..ağır bir insan hakları ihlalidir.
Yapılmasi gereken.;
Iç hukuk yolu olarak nihai karar mercii olan Anayasa Mahkemesine müracaat edip, bir mukteza almaktır.
Yorum kararları, yüksek mahkemelerin kendi konularında yol gösterici mahiyetindedir. Konu insan hakki olunca; görev, Anayasa Mahkemesinindir.
Temel bir insan hakki olan seçilme hakki konusunda YSK dan hüküm beklemek.
Tüketici Mahkemesinden " gemilerin hukuki mahiyeti" hakkında görüş almaya benzer.
İktidar sözcüler, hoşlarına gitmeyen hükümler hakkında " yok hükmündedir" kestirimi yapıyorlar..
Onlara ve YSK 'dan medet bekleyenlere kinaye." Bu karar ' yok hükmündedir"!!.


Ali Duygulu