Bir zamanlar “TURNKEY” denilen bir ülke varmış Türkçe karşılığı “Anahtar teslimi demekmiş. Masal bu ya, o “Turnkey” ülkesi marstaymış. Başında da “head” diye biri varmış. Bu “head” 20 küsur yıldır bu marstaki Turnkey ülkesini yönetirmiş. 20 küsur yıldır etmediği zalimlik kalmamış.
Adaletten, kuvvetler ayrılığına tüm evrensel değerleri yıkmış. Hemen hemen her kurumu direk veya en direk kendisine bağlamış. Yalanın ağa babalarını söylermiş ve yedirirmiş. Bu kere Mars ta ki bu ülkede seçim zamanı gelmiş. Karşısına “swordsmanboy” denilen bir adam çıkmış, muhalefeti bir masa etrafında zorlukla birleştirmiş, ülkeyi kurtarmak için hak etmeyene bile hak ettiğinden fazla koltuk vaat etmiş. Sonunda seçim günü gelmiş.
Aslında araştırma şirketlerine ve muhalefete bakılırsa, başkanlık seçimini ilk turda “swordsman boy” kazanıyormuş. Ancak şaşırtıcı bir şekilde tüm bunlardan haberdar olması gereken iktidarın “head”i hiç oralı değilmiş.
Piyasalar karmakarışıkmış, “mars dinarı” ve diğerleri ile mars altını tavan yapmış. Mars depremi birçok TURNKEY şehrini perişan etmiş, “Mars ayı” yardım derneği bile yardım malzemelerini satmış. Aslında normal demokratik bir ülkede, Mars ta bile olsa bu iktidar, değil 20 küsur yıl 3 yıl bile kalamazmış. Ancak Mars halkının yabana atılmayacak bir kısmı da biraz tuhafmış, “head” denilenin poposunun kılına bile vurgunmuş. İşte o halk ve muhalif halk bu kere “TURNKEY” ülkesini kurtarmak için seçim sandıklarında karşı karşıya gelecekmiş.
Head ipin ucunu hiç bırakmamış, kendi taraftarına her yalanı gayet soğukkanlılıkla yedirmeye devam etmiş, ekibiyle çok programlı çalışıyormuş. Her noktayı değerlendiriyormuş, öyle ki; mars propaganda yasakları başlasa bile seçim arefesi akşamı tüm tv ler de marslıların sevdikleri ninnileri söyletiyormuş. En büyük ninni nin içine yerleştirdikleri mars ta imal edilen savaş sanayi ürünlerini ekipler halinde marslıların uyutulanlarına ballandıra ballandıra anlatıyorlarmış, bu satırların yazarı da Mars güneşi battıktan sonra bu rezillikler karşısında marsflix de bir film seyredip yatmış. Pek rüya da görmezmiş veya hatırlamazmış, ama sanki seçim akşamı büyük bir mars gemisinin (tabi mars gemisi deyince hem denizde hem hava da giden “mars kırsalı” adı verilen bir uzay gemisi aklınıza gelsin) Melezya gezegenine doğru mars saati olarak akşam 199:000 da içinde head ve avanesi ile marstan ayrıldığını görmüş. Tabii beraberinde Turnkey den ayrılan, yok TV sahipleri, yok marslı bazı taraf sunucular program yapımcıları ve diğer bir çok marsi zat davarmış. Rüyadan uyanmaktayken, diğer tarafa dönüp uyumaya devam etmiş. Bu kere de, seçimi swordsmanson alacakken çeşitli mars oyunları oynanmasını görmüş. Birisi, sesleniyormuş, “Turn Key, Turn Key” “çevir anahtarı, çevir anahtarı diye bir de bakmış, bir kocaman kapının önünde duruyor etrafta halk bağırıyor çevir anahtarı çevir anahtarı, aç marsın kapılarını yeni ufuklara diye. Tam o anda bir ses, “mars naber” diye programdan bir mesajla uyanmış bir de bakmış ki; Mars uçaksavar bölümünden eski asker arkadaşı Muradi mesaj yollamış. “Günaydın, mucizelerle dolu bir gün dilerim.”
Olur mu olur ümidiyle ter içinde uyanan yazarımız hemen oy vermeye gitmiş.
Olmazsa da bir başka Mars baharı bir gün gelir belki demiş ve eklemiş belki gün bugündür.
Amin-i Mars………..




Adaletli Yargıç