Chp, seçim üzerinden uzun sayılabilecek bir zaman geçtikten sonra, üzerindeki ölü toprağını -plaj küreği ile -atmaya başladı..!!
Değişim talepleri dillendiriliyor, neyin nasıl değiştileceği konusunda herhangi bir ipucu yok, ama hedef Genel Başkan gibi gözüküyor..
Kılıçdaroğlu, MYK'nu bir kaç yakın dost hariç değiştirdi, değişimden murat bunun gibi bir şey ise, hiç zahmete girmeye gerek yok...
Bıraksınlar, "dağınık kalsın. !!"..
Değişim diyenler; İmamoğlu hariç , partinin Polit Bürosu, ortalama en az üç dönemden bu yana vekillik yapıyorlar..!!
Kılıçdaroğlu'nun kellesini, boyun adalelerini incitmeyecek özel bir "giyotin" marifetiyle almayı düşünüyorlar...!!
Hem kelle alacaksın , hem incitmeyeceksin hem de saygınlığına halel getirmeden ,onore edeceksin.....!!
Bu verileri bilgisayara yükleyip, uygun bir yöntem sorsan, bilgisayar , "ayıp" bir işaret yapar..!!!
Millet, %48 oyun, boşa gittiğini düşünmeye başladı...
Anti depresan satışlarındaki artış da, bunu gösteriyor...!!
Chp, meclis grubundaki yöneticiler, adeta, TBMM bürokratı gibi davranıyorlar..
Günlük mesai, komisyon toplantıları, Genel Kurul oturumları, (ağırlıklı olarak Cumhurbaşkanlığı külliyesindeki kurnazlar tarafından -cumhuriyeti didiklemek amaçlı- gönderilen kanun tekliflerinin onaylanmasında, "ümitsiz, çaresiz muhalif oyları ile" meşruiyet kazandırma) haftada bir gün, grup toplantısında, kendi kendini eyleme, bir nevi "yankı odası " eğlencesi...!!
Halbuki, seçimi kaybettikten hemen sonra basit bir eylem programı yepılabilirdi.
Can Atalay'ın mazbatasına peçete muamelesi yapan Yargıtayın, milletin iradesine müdahale etmesine karşı; Genel Kurula girmeme, yemin etmeme, Cumhurbaşkanı, yemin törenine - meşruiyet itirazını yenileyerek -katılmama, arkadan kelepçe vurulan Cumartesi annelerinin toplantı ve gösteri hakkını - aralarına katılarak- Galatasaray'da fiilen savunmak v.d..
Bu eylemler, çevreye hafif huzursuzluk verir ama bu saatten sonra, "ciddiye alınma problemi ile karşı karşıya olanların" yapacağı başka bir siyaset kalmamış gibi...!!
Hala kendi aralarında, "ben senin sırtını kaşıyayım, sen benim sırtımı kaşı " türünden, parti içi geyikleri ile, bir arpa boyu alınacak yol yok veya yolun sonunda, uçurumun kenarından kurtulmak zor olabilir..
chp, sadece seçilmişlerin değil, onu seçenlerin tarihten mirası ve daimi -mülkiyet hakkının- olduğu bir partidir, kişisel hevesler ile rüzgara üfürülemez....





Murat Yalnız