Erdoğan , İBB Başkanı iken , tıpkı bugün İmamoğlunun yaptığı gibi Anadoluyu gezerken , Siirt'te bir şiir okudu, cami kubbelerini miğfere , minareleri süngü'ye, camileri kışlaya benzeten, şiirde dini vecibelerini ifa eden müminleri ise, neredeyse kendi askerleri olarak sahiplendi..!!
Durup dururken, milleti cihata çağırır gibi atarlanması nedeniyle halkı sınıf, din, mezhep ve bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği gerekçesi ile 10 ay hapis cezasına çarptırıldı, cezası ertelenmedi, Belediye Başkanlığı düştü, Milletvekil Seçimi Yasası ve zamanın CK ilgili maddeleri gereği yaşamı boyunca seçilme yeterliğini kaybetti..
2002 Seçimlerine Genel Başkanı olduğu partinin Seçim pusulasında ismi yazıldı ama milletvekili listelerinde yer alamadı,..
Partisi seçimde başarılı oldu fakat kendisi milletvekili olamadı, Abdullah Gül Başbakan olarak hükümeti kurdu, Erdoğan genel başkan olarak , siyaseti, yasal engeli nedeniyle bir nevi etkisiz eleman olarak, izlemeye başladı..
Erdoğanın imdadına, Baykal yetişti, anayasal ve yasal olarak, seçilme yeterliği olmayan Erdoğan için iki partili mecliste ( AKP ve CHP) dünyada ilk olan, kişiye özel , adrese teslim bir anayasa değişikliği yapıldı, siyasi yasağı kaldırıldı ve seçilme hakkı ihya edildi..
Erdoğan'ın yasaklılığı kalkmıştı ama seçimler de yapılmış olduğu için , demokratik şahlanışı nihayete erdirmek için ısmarlama bir seçim gerekiyordu ,
Türkiye de bugün vukuat-ı adiyeden olan kanunlarla maytap geçmenin ilk işareti olarak, Siirt seçimleri sudan bir gerekçe ile iptal edildi, listede olan jet Fadıl ikna edildi, adaylıktan feragat etti, seçim yasasına aykırı olarak, aday listesine, Erdoğan monte edildi , tekrar edilen seçim sonucu Erdoğan seçildi ve formalite tamamlanarak , parti genel başkanı olarak Başbakanlık görevini üstlendi ve Demokrasinin namusu kurtuldu...!!
Baykal'ın, hangi bilinmez saik veya pazarlık ile bu ebatta bir demokrasi havariliğine soyunduğu anlaşılamadı.!!
Ne yazık ki, daha sonra, iktidar ortağı gibi davranan cemaat aparatı olan birileri tarafından başkasının evinde iç çamaşırı ile filme çekildi...
Chp, Anayasa değişikliğini destekleyerek bu sonucun alınmasında baş rolü oynadı..
2023 Başkanlık ve Genel seçimlerinde, TİP, Gezi davasında tutuklu yargılanan Can Atalay'ı Hatay'dan aday gösterdi ve YSK , onayı ile seçime giren Atalay , seçilerek meclise girmeye hak kazandı..
Anayasa değişikliği veya başka bir hukuk cambazlığına gerek olmadan , anasının ak sütü gibi aldığı oylarla milletvekili oldu, TBMM tarafından İnsan hakları Komisyon üyesi de seçildi..
Fakat, Bugün itibarı ile ; Anayasa , Kanun, torba kanunun gibi her türlü mevzuatta, her türlü cinliği yapmakta uzmanlık kazanan, kurnaz hukukçu ve yargıçlar tarafından Anayasa Mahkemesi'nin geç kalan müdahalesine rağmen ,- tutukluluk halinden hükümlülük haline getirilerek- , milletvekilliliği düşürülme tehlikesi ile karşı karşıya ..
Apar topar kesinleştirilen mahkumiyet kararı mecliste okunduğu anda milletvekilliğini kaybedecek..
Bugün Atalay'ı hukuken kurtaracak gücü olan bir muhalefet yok.
İktidar ittifakı ve davasını karara bağlayan Yargıtay ilgili bölümleri, Atalayın seçilme hakkını korumaya çalışan Anayasa Mahkemesi üyelerini neredeyse hapse atacak...
Küçük ortak, Anayasa Mahkemesi Başkanına Kandili adres olarak gösteriyor..
Erdoğan'ı Anayasayı değiştirip seçim kanununa rağmen meclise sokan eski Türkiye den bu gün, seçilen bir milletvekilini parlamento dışına atmaya çalışan ileri demokrasiye gelmiş olmak, ileriye doğru bir seyir midir, yoksa, yerinde dahi sayamadan, bir geriye gidiş midir ..!!??

Sevim Çalışkan