Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerin tarihleri yaklaşırken yargı ve çözüm paketleri piyasası hareketlendi!!.Çözüm sürecini silahlı kürtçü hareketi yasallaştırma faaliyeti olarak okumak mümkün.. dağda ve ovanın bir kısmında silahlı guruplar, , bir pazarlık unsuru olarak süreci zorluyorlar. İktidar, örgütün İmralıdaki başı ile son safhasına getirdiği iddia edilen pazarlığın gereklerini topluma kabul ettirmeye çalışıyor.. Esas yapılmak istenen; "analar ağlamasın, silahlar sustu,cenazeler gelmiyor, çok değerli bir süreç", ambalajları ile ,mevcut kanuni düzende ceza kanunu bakımından çok ağır yaptırımlarla karşı karşıya olan örgüte ve onunla pazarlık eden devlet ricaline yasal bir zırh sağlayabilmek.. Mit yasası ile devlet adına pazarlık yapanlar-tartışmalı olmakla beraber- geriye dönük kanuni bir sigortaya kavuşturulmak istendi , ama Anayasa Mahkemesi safhası henüz başlamadı ve nasıl gelişeceğini tahmin etmek kolay değil..Diyarbakırda toplanan son çalıştay da bu amaca hizmet için çalışmalara başladı, açılış konuşmalarında iktidar kanadı, (araya sıkıştırdığı) hedefini ortaya koydu, siyasete katılımlar sağlanacak., Siyasete katılacak olanlar, dağdakiler ve İmrali sakini..örgütün "şimdilik" siyasal kanadını teşkil edenler zaten meclisteler..son seçimlerde mahalli idarelerde, kazanımlarını arttırdılar. mevcut durum, BDP/HDP ikili yapısı için fazla bir mana ifade etmiyor,silahlı örgüt adına -vekaleten- siyaset yaptıkları için, vekalet verenlerin talepleri oy verenlerin taleplerinden daha öncelikli, çocuklara dağa götürülen annelere karşı takındıkları tutum ile, demokratik rejimin değil, silahlı hareketin temsilini tercih ettiklerin bir kez daha ortaya koydular..
Genel kanı, Erdoğanın cumhurbaşkanlığı seçimi için ilave olarak kürt seçmenlerin oylarına gerek duyduğu , "zorlama açılımlarla" seçimlere kadar, ileri geri yaparak, idare etmek niyetinde olduğu.. 2010 yılında yapılan Anayasa referandumunda evet oyları %58 olarak gerçekleşti.. BDP referandumu boykot etti.. boykota rağmen alınan evet oyları cumhurbaşkanlığı seçimi için değerlendirilmeye alınabilir mi.??. köprünün altından da sular aktı gitti, eski ortaklardan bir kısmı ile neredeyse kanlı bıçaklı olma durumu var. başbakanın medyası, en küçük ihtimallerin dahi önünü tıkamaya özel gayret sarfediyor..,TOBB başkanı acaba "kafa atar"mı endişesi ile TOBB hakkındaki devlet denetleme kurulu raporunu dahi gündeme çıkardılar.. Bugüne kadar hükümetin çalışma komisyonu olarak çalışan TOBB'nin başkanından dahi ürkmekte neyin nesi !!.. iktidarın özel gazetesinin, baronların gizemli dünyasından sürekli haber alan baş yazarı da, esas kavganın cumhurbaşkanı seçiminden sonra olacağını, 80 kişilik bir gurubun hareketlendirileceğini, lider'in dahi tesbit edildiğini yazdı.. bu kadar paronoya ile, hem çözüm sürecini yönetmek, hem cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmak hem de 2015 genel seçimlerine kadar partiyi tek parça tutmak.. fırtınalıı bir havada, oldukça yüksekte, elinde denge çubuğu olmadan ip cambazlığı yapmaya benziyor..!!

İlkin Barçın