Musul konsolosluğumuz IŞİD tarafından basıldı ve aralarında özel kuvvet askerleri, çocuklar ve kadınların da bulunduğu yaklaşık kırk kişi derdest edilip götürüldü.. Konsolosluk ve eklentileri, Viyana antlaşmasına göre Türk toprağı sayılıyor, kaçırılan kişiler de hepsi Türk vatandaşı..
bu tür, terör eylemlerinde iki yol izleniyor,birinci yol, israil'in patent sahibi olduğu, nerede ve ne zaman olursa olsun, kayıp ve risk hesabı yapmadan kuvvet kullanarak vatandaşlarını kurtarmak..Kıtalar arası bir mesafede (Uganda), rehin alınan uçaktaki vatandaşlarını kurtardıkları Entebbe baskını en radikal örnek..
İkinci yol olarak, müzakere yöntemi ile, gizli pazarlıklar yürüterek, rehineleri kurtarmak, çok sayıda örnekleri var..ezilerek büzülerek, örselenerek, estek köstek yürüyen bir yöntem..
sıra dışı bir yol olarak, terör unsurları ile pazarlık yapmayı reddedip, "sonuçlarına katlanırsınız" tehditi ile muhatap almamak. Bulgaristana kaçırılan THY uçağında oğlu bulunan İsmet İnönü'nün , "devlet pazarlık yapmaz" diyerek devletin gücünü ortaya koyduğu yöntem..
Kıbrıs çıkartması ise, hem devlet kararlılığını hem de hukuka uygun müdahale yapmanın bir arada uygulandığı özgün bir örnek olarak anılmayı hak ediyor.. Kıbrıstaki soydaşlarımızı, zulüm yapan çetecilere karşı korumak için, arkalarında Yunanistan olmasına rağmen, Londra ve Zürih anlaşmalarından kaynaklanan hakkını ,batının muhalefetine ve zamanın kıt imkanlarına rağmen, kullanarak, kendi toprağı olmamasına rağmen, adaya asker çıkartarak yapılan müdahale.,Ecevit ve Erbakan koalisyon hükümetinin kararlılığının sonuç alması bakımından da önemli..
Musul örneğinde devlet zaaflari öne çıkıyor , istihbarat örgütlerinin içinde cirit attığı bir terör örgütünün yapacağı büyük çaplı eylemlerden haberdar olamayıp, konsolosluk personelini ve bölgedeki türk vatandaşlarını tahliye etmemiş olmak, mit'in ve Dışişlerinin, bölgedeki kaos ortamına göre pozisyon alabilecek çapta olamadıklarını ortaya koydu.dışişleri'nin retorikten ibaret dış politikasının bölgede Türkiyeyi getirdiği yer ortada, başındaki kişiye ve kuruma bu kadar yatırım yapıldıktan sonra, Mit'in bu kadar zaaf içinde olması,yangın yerine dönen çevremizde, güvenliğimiz bakımından endişe doğuruyor.

Hüseyin Çeltikçi