Terörün önlenmesi, toplumsal barışın sağlanması gibi iddialı hedefleri olan, bir başka deyişle, hükümet ve yandaşlarına göre kendi küçük, anlamı büyük 6 maddelik çözüm paketine ilişkin kanun tasarısının kritik maddeleri kabul edildi.
Tartışmaların 4. madde ile düzenlenen "sorumsuzluk" maddesi üzerinde yoğunlaştığı anlaşılıyor.
Tasarıya göre, kişi kurum ve kuruluşlarla(yurt içi ve yurt dışı) yapılan temaslarda, resmi yetkilendirme ile görev alanların hukuki idari ve cezai sorumluluğu olmayacak( idi).. Muhalefetin, özellikle Mhp kanadının itirazları üzerine, "sorumsuzluk" sadece, 2. madde 1.f a, b, ve c bentlerinde sayılan görevlilere inhisar ettirilerek, "sorumsuzluk" imtiyazı daraltıldı..Çözüm paketi ile ilgili olarak her işi yapan görevli değil, sadece 2. madde ile görevlendirilen kişi kurum ve kuruluşlar, bu faaliyetleri nedeniyle hukuki idari ve cezai bir sorumluluk altında olmayacaklar. sonuçta, özetle, terör'e bulaşmış unsurlarla yapılan temaslar "sorumsuzluk" kapsamına alındı..
ilerde mutlaka sorunlara yol açacak olan bu düzenleme, terörle mücadele kanunu ve ceza Kanunun ilgili maddeleri ile açık bir çelişki halinde..Paket ile sorumsuzluk zırhına kavuşturulacak eylemler, her iki kanuna göre de ağır cezalık suç teşkil ediyor..
Oslo'da başlayan, terör unsurları ile merdiven altı görüşmeleri zaman içinde, cumhurbaşkanlığı seçim konjonktörünün de etkisiyle kanuni bir çerçeveye kavuşturulmak isteniyor.. Bu paket bir anlamda ,mevzuatımıza göre "terör"'ü meşrulaştırmak anlamına da geliyor..
Terör unsurları, çekilme sözü verdikleri halde, ülke sınırlarını terketmediler, silahlı opsiyonu, sınırlarımız içinde gündemde tuttukları tehditi de masada bulunuyor..
Bu paket ile, müzakere masasında silah, terörist unsurlar veya temsilcileri ve TBMM'nin iradesi sonucu görevlendirilecek devlet görevlileri bulunacak..
Silah bırakmayan "terör" ile yapılacak kanuni müzakerelerin, demokrasimizin güçlenmesine yapacağı etki yakında ortaya çıkacak..

Şener Demirci