Sayın Cumhurbaşkanı Galataport ihalesi ile ilgili idari kararın (tüm planlama süreçleri ve ÇED süreçlerine ilişkin işlem ve eylemler) yürütmesinin durdurulması'na dair, Danıştay hükmünü eleştirmiş...
Sayın Cumhurbaşkanı, bu kararı, muhtevası itibarıyla, vatana ihanetle eşdeğer olarak mütalaa etmiş ve "ben, Cumhurbaşkanı olarak, vatana ihanet ile sorumlu tutulabilirim, bu karar veren yargıçlar'ın sorumluluğu olmayacak mı", mealinde şikayette bulunmuş..
kararı veren, Danıştay idari Dava Daireleri Kurulu, kararının gerekçesine, doğabilecek kamu zararının önüne geçilmesi zorunluluğunu, dayanak yapmış..
Danıştay 6. Dairesi, aynı talep hakkında,daha önce, hukukilik denetiminin, planların uygulanması aşamasında yapılacak işlemlere karşı açılacak davalarda yerine getirilebileceği gerekçesi ile,yürütmenin durdurulmasının reddine karar vermiş. . Halk diliyle; 6. Daire, icraat başlasın hukuk arkadan gelir demiş ( istim arkadan gelsin ..), DİDD Kurulu. ise, önce hukuka uysunlar sonra icraat başlasın, kamu zararı doğması riski var demiş..
Sayın cumhurbaşkanı, Başbakanlığından kalma "icraat "alışkanlığı ile kararı eleştiriyor..
Hakimler de hukuka aykırı kararları ile, eğer bir ihanet kastları varsa yargılanabilirler.. bu husus, zaten, Silivri yargılamaları ile gündemde, hakikat'e ihanetle vatana ihanet arasında sadece mahiyet farkı vardır, ihanet'in, her yerde ve zamanda ve her konuda, tarifi, eşdeğerdir...
Sayın Cumhurbaşkanı, hakikat penceresinden bakmak gerekir diyorlar, doğrudur, yalnız, hakikat, insan zihninde farklı, Adalet perisinin terazisinde farklıdır..

Feraye hepgüler