Malatya Askeri Mahkemesinin kararı, insan haklar sözleşmesi ve A.İ.H.M kararları bakımından ileri bir karar, Hâkim, üsteğmen, herkesin neredeyse küfrettiği 1982 Anayasasının bir maddesinden yola çıkarak Sözleşmenin ilgili maddesinin uygulanabileceğini karara bağladı, işin kanun maddesi değil, Yargıç inisiyatifinde olduğunu gösterdi. Böylece Malatya Askeri Mahkemesi vicdani ret konusunda önemli bir karar verdi.
Askerliğini yapan bir yükümlü Müslüman ve milliyetçi olduğunu ileri sürerek askerlik hizmetini vicdanen reddettiğini ileri sürdü, Askeri Mahkeme Hâkimi Üsteğmen Ekin Manav, Müslüman inancı ve milliyetçi görüş bakımından askerlik yükümlülüğünün sakıncalı bir görev sayılmadığını bu bakımdan başka bir takım nedenlerle de vicdani retçinin talebinin inandırıcı olmadığını fakat Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde 9 ile düzenlenen, "Düşünce, Vicdan ve din özgürlüğü"'nün ve bu madde ile ilgili A.İ.H.M 'nin içtihatlarının, Türkiye’de vicdani ret taleplerinde göz önüne alınabileceğini Anayasanın 90'ncı maddesindeki düzenlemenin bu uygulamayı zorunlu kılmakta olduğunu hüküm gerekçesinde belirtti.
Avrupa insan hakları Sözleşmesinin ve bu sözleşme tatbikatı ile ilgili A.İ.H.M içtihatlarının iç hukukta üstün normlar olarak değerlendirilebileceğine dair, özellikle de son derece tartışmalı bir alan olan askerlik hizmetinin vicdanen reddi hakkındaki bu kararın bir Askeri Mahkeme Hâkimi tarafından verilmiş olması son derece önemli, Askeri Yargı uygulamasında uluslararası temel insan hakları belgelerinin göz önüne alınması dikkate alınması gereken bir aşama...
Bu karar, çarmıha germek için üzerinde tepişilen 1982 Anayasasının bir maddesini uygulayarak uluslararası standartlara uygun kararların önünü açmanın mümkün olduğunu ve yargıç inisiyatifinin içtihat yaratmada ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor, üstelik Askeri Yargı tarafından.
Yeni Anayasayı, Godot'yu bekler gibi bekleyenlerin ve yeni Anayasa yapıcılarının, 1982 Anayasasında da sihirli hükümler olduğunu unutmamaları gerekiyor...

Devletçi olup bireysel hakları düşünmeyen, kamu yararıdır deyip bireylerin haklarını hiçe sayan kararları verenlerin düşünmesi ve A.İ.H.M içtihatları ile evrensel Hukuk’un yeniliklerini takip etmeleri şarttır..
Örneğin vatandaşın parasını haksız alıp kullanan devlet/maliye, aldığı parayı mahkeme kararıyla iade ederken; sayın ilgili hâkimlerimiz de, aldıkları kararlarda, A.İ.H.M kararları ve yukarıdaki askeri mahkeme kararındaki gerekçeleri dikkate alarak, devletin de faiz ödemesi gereğine dikkat etmelidir ler.




Adaletli Yargıç