Bu parlatma/parlama işinde öncelikle bilmemiz gereken, parlatacak olduğumuz öznenin parlayabilecek bir yapısının olması şartıdır.
Yani parlamaya müsait olmayan birşeyi parlatmanız mümkün değildir. Hakkını yemeyelim Sayın Hakan ''Bir Lider Nasıl Parlar'' başlıklı yazısında Sayın Erdoğan'ın, 2002 de ki durumunu ve sahiciliğini ortaya koyarak bir insanın nasıl parlayacağını açıklamış. Sonuç şudur; birisini müsait olmadığı halde parlatmaya çalışmak onun sönmesine, değer kaybetmesine yol açar, bunu yapanlar ve kendisine bunun yapılmasına müsaade edenler tıpkı yine sayın Erdoğan da olduğu gibi parlayan öznenin sönmesine yol açar.
Parlayan liderlerin çoğu birgün sönmeye yüz tutacaklardır. Önemli olan söndürülmeden/sönmeden, parlaklığın doyum noktalarında söneceğini bilerek davranmak ve çekilmesini bilmektir.
Sayın Ahmet Hakan'ın zekası o kadar incedir ki parlatılacak bir şeyi gayet ince parlatır. Ancak o da beşerdir ve parlayacak öznenin içsel dünyasında, sahiciliğinde yanılabilir. İşte o nedenle Sayın Ahmet Hakan'ın sempatiyle baktığı kişiler daha sonra onun gözünden bile düştüler. Allah herkesi böyle bir gelecekten korusun derken, sahici gibiliğin de bir ustalık işi olduğunu hatırlatırım. Çoğu zaman sahteler de parlak görünür. Aman dikkat........

Adaletli Yargıç