Suriye'ye asker sokmak... - 30/06/2015 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Yakın zamanlarda sınırları kaldırmaktan söz ettiğimiz Suriye'nin ülke sınırları içine askeri harekat planlarının hazır olduğu bilgileri medyada yer alıyor... Din ve mezhep hayalleri üzerine inşa edilmeye çalışılan dış politikanın geldiği son nokta burası. Ortak Bakanlar Kurulu toplantısı yaptığımız Suriye yönetimi ile daha sonra her nedense ve de acilen kan düşmanı olmanın sonuçları, Türkiye'yi her gün biraz daha tehdit ediiyor.
Hükümet'in ve Cumhurbaşkanı'nın da tercihi olduğu anlaşılan askeri harekatı, aynı zamanda 7 Haziran seçimleri ile başlayan kan kaybına pansuman olarak düşündüğü yazılıp, söyleniyor... Koalisyon güçleri IŞİD'i (DAİŞ) adlı devşirme psikopat sürüsünü, bölgenin yeni şekillendirmesinde kanlı bir araç olarak kabaca kullanıyor. Burada ilginç olan, hükümetin de bu IŞİD ile aynı kadraja sokulmuş olaması. Kobani'de destan yazdığını iddia eden etnikçi kürt siyaseti, IŞİD ile hükümeti neredeyse ortak ilan etti. IŞİD cellatlarının üzerinden Türkiye'den verilen Afad kimliği çıktığını ileri sürüyorlar. Türkmen cephesinin resmi temsilcileri Kobani'de şanlı bir direniş değil bir tiyatro oynandığını ve bölge nüfusunun kürtleştirme politikasının alt yapısı için tezgahlandığını iddia ediyorlar. Kobani'deki son IŞİD baskınında, hastaneye sığınan IŞİDlileri etkisiz hale getirmek için, Pyd/ypg tarafından yapılan bombalamada, IŞİDliler ile birlikte, doktorlar, hastabakıcılar (19 doktor, 28 hemşire) ve orada bulunan 100'den fazla insan da topluca imha edildi. Vahşete karşı vahşet uygulandı. Bölgede 46 farklı silahlı gurubun savaş halinde olduğu biliniyor. Türk Ordusu'nu bu kadar karmaşık ve "vur kaç" yöntemiyle çatışan unsurların olduğu bölgeye sokmak, konvansiyonel savaş konseptine göre eğitilmiş asker için ağır riskler taşır. İç politikaya yatırım için sınır ötesine tampon yapalım derken, TSK'nın itibarında başlayabilecek olan kan kaybına tampon yetiştiremezsiniz! Bu talan düzeninde ordusu yıpranmış bir ülkeyi Orta Doğu bataklığına kolayca çekerler, bu plan 2002'den bu yana yürürlükte olup, Ergenekon davalarındaki kepazelikler bu planın önemli bir aşamasıdır. Bu davalar sonucu, TSK'nin moral yapısında ve komuta kademesnde meydana gelen tahribat halen giderilmiş değildir. Koalisyon güçleri (Orta Doğu'yu talan etme koalisyonu ) BOP projesi ile Orta Doğu insanını ve onların yaşam hakkını bütün değerleri ile yok etti (Türkiye'yi de" BOP eşbaşkanlığı" martavalı ile bu suça ortak etmek istemişlerdi). Tarih, bu talan ve yağmaya özel bir "utanç" sayfası açacak. Koalisyon güçleri, BM üyesi bir devlet olan Suriye'yi bombalıyor... insanlar ölüyor, BM'nin bu konuda bir kararı yok. Uluslararası hukuk bakımından,' koalisyon güçleri' denen melez yapının yasal bir dayanağı da yok, yüksek teknoloji ürünü silah kullanan bir mafya örgütü halinde, kafalarına göre, hareket eden her hedefe yukardan ateş ediyorlar. 21. yüzyıl medeniyetinin, bu kadar pervasızca, insanlık çizgisi dışına çıkması, en başta Türkiye'yi tehdit ediyor. Birkaç saatte Şam'ın Emeviye Camii'nde cuma namazı kılarız diyen hayalperestler, şimdi de, tampon bölgede, mehmetçiğin kanı pahasına, "mırra "içmenin hayalini kuruyorlar... Rana Düvenci |
|||||||||
|