Görevi devredecek Genelkurmay Başkanı'na Devlet şeref madalyası verildi. Tören, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapıldı.

Cumhurbaşkanı, güçlü orduya, Genelkurmay Başkanı da milli irade ve parelel yapılarla mücadeleye vurgu yaptılar. Güçlü orduya yapılan vurgu önemli, güney sınırlarımızda mücavir alanlarda yangın var. Sorun, bu ve benzeri vurguların gecikmiş olması. 13 yıllık iktidarın, TSK'ya bakışı, "iyi ki bu ordu ile savaşa girmemişiz" istihzası, bu iktidarın zirvelerinde dile getirildi...

Komplo davaları ile moral gücü ve komuta kademesi iyice hırpalanan ordunun, sade suya tirit kelamlarla "itibar-ı iadesi" ne kadar mümkün olabilir?

Gerçek şu; komutanlar arasında bile ayırım yapan iktidar zirvesi, meşrebine yakın olanlara bol keseden madalya dağıtıyor.

Digital ortamda, vakt-i kerahatte ,-alkolün etkisi ile olsa gerek- e-muhtıra yazan paşaya, araba ödüllü teşekkür var. Erken emeklilik isteyen (tıpkı bugünün paşası gibi) Koşaner paşaya yok, Başbuğ paşa mapus damına tıkılsın. Özel paşaya Devlet Şeref Madalyası verilsin.

Nedir bu işin miyarı(ölçüsü) diye sormazlar mı? İktidara yakın olmaksa, adı neden, Devlet şeref madalyası oluyor?

Külliyede konuşan, komutan, milli iradeyi gözettiğini söylerken, milli irade mefhumunu yanlış değerlendiriyor. Milli irade sadece iktidar iradesi demek değildir. Muhalefet de milli iradeyi temsil eder, iktidar yanlılarının zannettiği gibi gayr-ı milli değildir.

Bu nedenle, Anayasal Kurumlar, Anayasa'da tanımlanmış milli egemenlik kavramına ve Anayasal değerlere göre davranmak zorundadırlar. Genelkurmay, iktidarın emir subayı değildir.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Atatürk'ün vasiyetinin, cebri olarak zaptedilmesi ile hukuken tartışmalı ve yargıya intikal etmiş imar planları uygulanarak, ortaya çıkan bir yapılanmadır.

Parlamento çoğunluğunun kaçak olarak nitelediği bir yapıda şeref madalyası almak, ne kadar uygundur?

Sonuç olarak, Devlet, liyakat, şeref hayati önemde mefhumlardır ve günlük siyasete göre belirlenemez..

Mehmet Gözcü