Cem evlerine statü bahşetmek.. - 11/12/2015 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Hükümet icraatını açıklarken, "cem evlerine statü vereceğini" de ilan etti..
Uzun zamandır bir "ayıp" tartışılıyor..Cem evleri ibadethane midir, değilmidir? İbadethane statüsü, "nasıl bir statü ise" vermek, bir inancın temsilcilerini bir statüye kavuşturmak ne menem bir şeydir ve kimin haddinedir. Cevap verilmesi öncelikli sorun budur. Bir inancın, imanın, inananlarının kendilerine münhasır bir ibadet ahkamı içinde bir araya gelip kendi vecd'leri ile uyum içinde, yaradana sığınmalarına, kim hangi statüyü ve de neye dayanarak verebilir. Bir siyasi heyet, iktidara gelip, ben sizlere , falan falan kolaylıklar sağlayarak ve de rehberlerinize akçe da bağlayarak statü kazandırıyorum hayrını görün derse ve de muhatapları ulufe kabul eder gibi eyvallah temennahı (selamı) çakarsa, ortaya çıkan durumu , hangi iman veya inanç ekseninde tartışmak gerekir? Din nedir, iman nedir, statü nedir, yaradana sığınmanın statüsü kim tarafından cülus bahşişi gibi dağıtılabilir, bedava su, bedava elektrik, bedava aş veya her neyse, sağlandığı zaman, bu neyin statüsü olur, veya kestirmeden soralım, imanın, inancın statüsünü kim tayin eder, AİHM göre, herkes kendi iman ve inancının müktesibi ve müntesibi dir. Kısaca herkesin dini kendinedir. Kimseye ahkam kesmek düşmez, devletlere düşmez, siyasi iktidarlara hiç düşmez. Yurt dışında AİHM ve Yurt İçinde Yargıtay kısaca ''bir yerin ibadet yeri olduğuna o inanç mensupları karar verebilir, resmi otorite veremez.'' dedi ve işi kapattı. Anlamayanlar veya anlayamayanlar için tekrar söylüyorum; içerde ve dışarıda yüksek mahkemeler konuyu ''Eşitlik'' açısından inceledi ve dedi ki; ''Eğer kişiler bir yere ibadethane diyorsa orası ibadethanedir, buna sen karar veremezsin. ''Sen bir ibadethaneye devlet/Belediye olarak su, elektrik v.s yardım yapıyorsan eşitlik gereği diğerlerine de yapmalısın.'' NOKTA. Baktım, araştırdım Cami ve Mescitlere statü verilmiş mi veya nasıl verilmiş diye, birşey bulamadım. Ancak ''677 sayılı Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklar ile Bir Takım Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun'da da tekke ve zaviyelerin kapatılmasına karar verildiği ancak cami ve mescitlerin açık kalmasının belirtildiği...'' şeklinde bir Yüksek Mahkeme karar gerekçesi buldum. Yanılmıyorsam anlıyorum ki buradan hareketle Cami ve Mescitlere bir statü uydurmuş oluyorlar. Kim cüret edebilir ki Cami ve Mescitlere bir kanunla statü falan sağlamaya. Statüye mi ihtiyacı oldu Camilerimiz ve Mescitlerimizin? Nitekim bu yapılmamış zaten. Ayrıca LAİK bir devlet yapısında nasıl yapılabilirdi onu da bilemiyorum ya. Şimdi oradan gelelim Cem evlerine statü sağlamaya, vallahi Cem evlerini de Cami ve Mescitler gibi Diyanete bağlayıp 3 ay içinde ''Dede'' atamaya kalkarak aha statü sağladık derlerse şaşırmam. Başka türlü nasıl yapacaklar göreceğiz bakalım. Sonra, Dedelere maaş, Cami imamları kadar mı olsun? yoksa daha mı az veya daha mı çok diye tartışmalar başlar. Peki bu maaş talebi konusunda haklılık olur mu? Tartışılmaz bile tabi ki olur. Peki, Türkiye de ki diğer dinlerin ne günahı var. Onlar da statü isterlerse (Azınlık anlaşmaları, Lozan v.b yok sayarak), ne de olsa ucunda para var. Aklıma ''Dinimiz İmanımız Para'' deyişi geldi ama yutkunarak unuttum. İmamlar, Dedeler, Papazlar, Hahamlar ve diğer dinlerin ruhani yetkilileri hepsi birlikte Diyanet İşleri Başkanlığındaki mümtaz yerlerini alsalar nasıl olur? Aslına bakarsanız, Laik bir devlette eşitlik ilkesi gereği herkese vergilerinin karşılığında eşit davranılmış olur. (Burası şaka değil, yapacaksan böyle yapacaksın adını da statü mütatü koymayacaksın çünkü senin haddin değil Dinlere ve Mezheplere statü dağıtmak.) Böylece belki AİHM kararı doğrultusunda eşit davranmış olursun Diyanet'e katılan katılır katılmayan kendi bilir, avucunu yalar. Ancak burada da küçük bir sorun var, diyanetteki temsilcilerin statüsü ne olacak? Ha o da kolay yap hepsini ''Eş Başkan'' olsun bitsin. :) :) :) Burada merak edenler için bir örnek daha vermek isterim. Belediye ve imar yasası çerçevesinde yapılan planlarda çeşitli fonksiyonlar (konut,ticaret, eğitim vs) işlenmektedir. Evvelce ''Cami'' alanı olarak planlara yapılan fonksiyon işlemeleri son yıllarda AB normları ve uyum anlaşmaları çerçevesinde ''Dini Tesis Alanı'' tanımlı işlenmektedir. Artık, ihtiyaca göre İslam dışında diğer dinlere ait ibadethaneler için de ''Dini Tesis Alanlarında'' izin verilmektedir, örnekleri mevcuttur. Yine bir ironik dokundurma daha yapmadan edemeyeceğim. Ya bu statü verilmek istenenlerin bir kısmı gururlarına yediremeyip kabul etmezlerse ne olacak? Öz veya Öz olmayanlar diye mi bölünecekler yani. Ha buna da şaşırmam, 2016 Hükümet hedeflerinin açıklanmayan başlıklarından biri de bu hedef olabilir. Ayrıca Hükümete hatırlatmalıyım ki, Cem evlerine statü sağladık diye, sünni inancın mensuplarına da kendi imanlarının bereketi haricinde bir sevap düşmez. Ama AKP ye oy düşer mi? Onu da seçimlerde görelim gari. Hele diğer dinlere statü ayarı verirse ortada AKP dışında ne kadar parti kalır bilmem. Okuyuculara tavsiyeler İRONİ bölümlerini iyi anlayalım ve çok kale almayalım lütfen. Adaletli Yargıç |
|||||||||
|