Türkiye'nin yönetim sorunu... - 17/12/2015 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Başbakan, Bulgaristan yolunda gazetecilerle dertleşmiş. Gazeteciler için, yeni hükümeti zora sokacak olan en başat soru, "Başkanlık sistemi" ile ilgili olan soru, Başkanlık sistemi, siyaset aleminin en magazinsel konusu olmaya devam ediyor.
Fiili başkanlığı, fiilen ve tek taraflı ilan eden Cumhurbaşkanı, seçim sonuçları kendini bağlı saydığı partisine iktidar çoğunluğu sağlamasına rağmen, parlamento gündemini, başkanlık sistemine uygun (hatta partili başkanlık) bir anayasa düzenini hazırlamaya doğru etkilemeye çalışıyor, hatta zorluyor... Çok başlılık mazereti üzerinden sistemi radikal bir başkanlık haline döndürme çabalarının gündemi işgal etmesininin, Türkiye'nin yönetim sorununa yüksek maliyetleri olacak gibi gözüküyor. Başbakan, "sabah akşam başkanlık konuşamayız" derken, gündemdeki diğer konuların aciliyetine vurgu yapıyor, masasının, Cizre, Silopi operasyonları, Suriye, Irak bölgesel hareketliliği, Rusya ile ilişkilerdeki yeni kriz, Brüksel fasılları gibi majör sorunlarla dolu olduğunu bir de başkanlık tartışmalarının, yönetim sorunu doğurabileceğini ima ediyor. Hukuki sorumluluk ve yetki konusunda, sorumlu olanın yetkili olması gereğine işaret etmesi, (mevcut sistemde Başbakan hükümet icraatlarından birinci derecede sorumlu) boynundaki davula gelen geçenin tokmak vurmasından duyduğu şikayetin dışa vurumu gibi... 1 Kasım seçim sonuçları , güçlü bir parlamento çoğunluğu, güçlü bir yürütme erki uyumu ve fırsatını doğurdu. Mevcut Anayasal sistem içinde, bu durum, önemli bir yönetim avantajına ve iktidar konforuna tekabül ediyor, buna rağmen, hemen bir sistem tartışmasının açılması, aynı zamanda bir iktidar parçalanmasına işaret ediyor. Seçim sonuçlarına rağmen iki farklı iktidar odağının (hukuken, anayasal anlamda değil), sistemi fiilen bloke etmesi tehlikesinin işaretleri artıyor. Başbakan'ın başkanlık sistemini sihirli bir değnek olarak görmediği ve sistemin iç bütünlüğüne vurgu yapmasınının bu nedenle olduğu düşünülebilir.. Anayasal arayışlarda da, ana muhalefet partisinin önerilerini tartışmaya değer bulduğu ifadesi de parlamentonun efektif çalışması için bir avantaj olabilir. Mevcut hükümet gündemi ve ayrıca başlı başına bir mesele olan sistem değişikliği çalışmaları nedeniyle, Başbakan, fırtınalı denizlerde dümen tutacak. Gemicilikte dümen tutmak en önemli işlerdendir, dümencinin yanlışının faturasını gemi ve içindekiler öder. Kaptan, kılavuz (pilot) da önemlidir, ama geminin selameti bir de serdümene bağlıdır... Selin Seren |
|||||||||
|