Güvenlik Konseyi, Türkiye'nin, sınır ötesi top atışları ile ilgili oluşturduğu ortak görüş ile artık dünyanın gerçeklerinden iyice koptuğunu, daimi üye statüsü kulllanan ve ona uyan üyeleri ile birlikte, uluslararası bir politik sirke dönüştüğünü gösterdi.

Güvenlik konseyine şikayeti, Suriye'de her yeri kafasına göre bombalayan Rusya yaptı ve bu görüşün oluşmasına ön ayak oldu.

Aynı Rusya, Azez'de hastahaneyi havadan bombalamak ve çocuklar dahil bir çok insanı öldürmekle suçlanıyor, aynı Rusya, Hastahaneyi ABD'nin vurduğunu iddia etti, bu iki gücün de aralarında bulunduğu Güvenlik Konseyi, Türkiye'nin, top atışlarını durdurması konusunda görüş bildirdi. Bu kararı, "Siz karışmayın, Suriye'de bir yer bombalanacaksa biz yaparız." şeklinde de okumak mümkün. Ortadoğu'yu, her türlü bombardımana tabi tutmak bu muhteremlerin tekelinde, "demokrasi baharı" esintileri ambalajı ile gayet güzel yapıyorlar, çocuklar ölüyor, insanlar evini barkını kaybediyormuş, ne gam...!!

BM, insanlık ideali bakımından, "Evrensel insan hakları bildirgesi" işlevini yitirdi, Güvenlik Konseyi, daimi üyelerin oyuncağı olmuş durumda, Koalisyon gücü denen işgal kuvvetleri, bugünlerde, "yaptıklarının" üzerine tüy dikmek için, Nato'yu Ege denizine, "savaşın kurbanlarını" kendi medeniyetlerinden uzak tutmak için, devriyeye çıkarıyorlar.

Suriye'de, kahredici bombalar ile mıntıka temizliği yapar gibi, insanlığı yok edenler, çürük botlarla kaçmaya çalışanları da, savaş gemileri ile Türkiye'ye püskürtecekler. Savaş mağdurları ile Türkiye'yi ortak bir kaderde buluşturmak istiyor gibiler.

Quo vadis, İncil'de geçen latince bir tümce, günlük konuşmalarda, menzili belirsiz gidişat hakkında, politikada ise, başıbozuk, sorumsuz davranış kalıplarını, tanımlamada kullanılıyor.

İnsanlık yönünü kaybediyor mu, sorusuna cevap ararken, bir husus netleşmiş durumda, bugünün muktedirlerininki ile ile insanlığın varması gereken menzil,vortak değil...


Haldun Düzgen