Türkiye, Erdoğan prestiji üzerinden elde ettiği -demokratik zemine dayalı- mukayesesiz üstünlüğünü, son dönemde abartılı güç gösterileri nedeniyle tehlikeye soktu....
Erdoğan,, arkasında "batılı hiçbir liderin sağlayamadığı halk desteği" ve batı değerleri karşısında, "islam hassasiyetli" lider olarak, önyargısız/komplekssiz tutumu ile, önemli bir popülarite kazandı..
Orta doğuda ve müslüman toplumların bulunduğu bölgelerde, islami değerleri öne çıkararak, "cesur sahiplenme" lerde bulundu, ülkenin imkanlarını, ortak hassasiyetler için seferber etti..
Arap dünyasında , , Osmanlı mirasını da öne çıkararak, kendini kabul ettirdi, arap baharı eyyamcılarına karşı, arap sokaklarının sesi oldu..
Kürtçü siyasi şiddeti siyasete kanalize etmek için, siyasi riski en yüksek seviyede hamleler yaptı ..
Dünya ölçeğinde, çok yönlü siyasal açılımlar ile, uluslararası platformlarda, birleşmiş milletler paradigması ile çelişme ve çekişme riskini üstlendi..
Bütün bu kazanımlardan sonra, Türkiye, hızla zemin kaybetmeye başladı, bugün, Erdoğan'a yandaşlık yaptıklarını sananların ortak bir söylemi var, bir ağızdan aynı şeyleri söylüyorlar:

"Türkiye'yi dize getirmeye çalışıyorlar."

Ne oldu da, "Erdoğan sayesinde, bu kadar yüksek bir profil kazanan Türkiye bu kadar zor bir duruma düştü?" sorusu ve
Erdoğan'ın siyasal başarısı arkasında, güç, iktidar devşiren her kademede sorumluluların, iç ve dış politikada, bu kazanımları,"hovarda bir mirasyedi gibi" harcadıkları gerçeği ortada ...




Süleyman Bilici..