Başkanlık pilavı, Bahçelinin kaşığı.. - 19/10/2016 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Bahçeli başkanlık referandumu konusunda kendisine yöneltilen eleştirilere gurup toplantısında cevap verdi, kararlılığını açıkladı, "pilavdan döenin kaşığı kırılsın" restini çekti..
Bahçeli, mevcut fiili durumun hukuka aykırı olduğunu kabul ediyor, ve bu durumun hukuka uydurulmasının tek yolunun, referandum yoluyla "halka sormak "olduğunu ileri sürüyor.. Parlamento içinde muhalif konumda olan bir parti genel başkanının, anayasal düzen ihlali ile yaratılan fiili durumun hukukiliğe çevrilmesinde halktan yardım istemesi, parlamenter fonksiyon bakımından bir kolaycılığa tekabül ediyor.. 7 Haziran seçimlerinde , millet iradesi, farklı bir iktidar seçeneği istikametinde oy kullanmış, muhalefet bu mesajı alamamış, çoğunluğuna rağmen meclis başkanlığı hususunda dahi bir mutabakat sağlayamayarak farklı bir siyaset avantajını kullanamamıştı... Hemen akabinde yapılan kasım seçimleri, sonuç itibariyle, mhp başta olmak üzere muhalefete verilen vekaletin, neredeyse yarı yarıya iptali/azli sonucu doğurdu.. Seçmen iradesindeki kısa dönemdeki yüksek oranda değişikiliğin nedeni, farklı bir yönetim opsiyonu için gereken özenin, özellikle, mhp tarafından gösterilmeyişi olarak analiz edildi.... Mhp yakın dönem siyasi tarihimizde, halka başvuru konusunda,en kritik hamleleri yapmayı bir parti tutumu haline getirdi... 2002 tarihli seçimlere ilişkin radikal bir karar aldı, içinde bulunduğu koalisyon bakımından, -alınan hayati tedbirler nedeniyle,- riskli bir takvimde ısrarcı oldu, sadece koalisyonun değil bütün parlamentonun tasfiyesine yol açtı.. İki parti, (Akp ve Chp) meclse girdi ve oy oranlarının çok üstünde bir temsil hakkı kazandı, millet iradesinin önemli bir kısmı boşa çıktı, Halka gitmenin her zaman hakkaniyetli bir sonuç doğurmadığı gerçeği ile karşılaşıldı.. 7 Haziran seçimleri sonucunda, iktidarın istikşafi görüşmeler adı altında açtığı dümen suyunda, halkın kendisine teveccühünü siyasi bir neticeye dönüştüremedi.. (chp nin başbakanlık tekliflini de neredeyse istiskal etti..) Bugün, parlamenter düzeni fiilen askıya alan bir hukuksuzluğa karşı, "Anayasal kılıf" inşa etme adına, referandum talebinde bulunuyor.. Anayasal düzen ihlal ediliyor, bir çare üretemiyoruz, "bir el atın" gerekçesiyle, halkı göreve çağırmak, ilk bakışta demokratik bir tavır olarak görülebilir ama, parlamentonun işlevini de tartışmaya açar.. Halk, referandumda gereğini yapar, burada tereddüt yok, ama siyaseti, sadece "pilav" tabldotuna bağlamak, çok partili hayatın lezzetini kaçırıyor.... Turan Güçlü |
|||||||||
|