Reisler çoğaldı, sonunda ABD de bir reis sahibi olmuş görünüyor. Hoşgeldi, “TRUMP REİS” . Sayın Ahmet Hakan da adını öyle koymuş bugünkü köşesinde. Nereden çıktı bu derseniz? galiba Trump Reisin Bizim Reisin omzuna vuruşundan çıktı derim ben. O vuruş var ya o vuruş, ne manalar içeriyor kim bilir? en basitinden “hadi sen şimdilik bununla idare et bakiiiim.” diyor sanki. Ayrıca, Trump Reis, Bizim Reis’e her türlü nezaketi göstermiş, kapıda karşılamış (ABD Başkanları Beyaz Sarayda misafirleri nasıl karşılıyorlardı? bunca yıl vallahi ben bilemedim.), sonra öğle yemeği yemişler, verdikleri fotoğraf ortada, damatlar ortada, gülüşmeler ortada, sanki bir iş yemeği, Genel Kurmay Başkanımız ortada, sonuçta görenler için her şey ortada. Neyse sonunda cümleye bir nokta koyabildim. İngiliz eski siyasetçilerinden Lord PALMERSTON “Siyasette ebedi düşmanlıklar ve ebedi dostluklar olmaz” demiş bir tarihte, yani bu işler hep virgülle yürür. PISA değerlerine göre okuduğunu anlamada durumu ortada olanları “noktayı koymak “ suretiyle idare etmek ve onları kapıda karşılanmış olmanın kompleks törpülemekteki dayanılmaz cazibesiyle sürüklemeye devam etmek büyük bir kabiliyettir.
Trump Reis’in yaptığı konuşma ise müthişti, okul müsameresinde şiir okuyan bir çocuk edasıyla Kore’den girip PKK’dan çıkması ve Çooooook önemli vurgular yapması ülkemize verdiği önemin gayrimenkul piyasaları ve çeşitli alanlarda gelecekte nasıl vücut bulacağına işaret ediyordu. Dikkatimi çeken diğer bir nokta ise her iki reisin de boyları idi, boyları gibi kol boyları da gayet uzun idi, ancak TRUMP REİS’in eli kolu tokalaşma anlarında bayağı bir uzun görünüyordu. Bizim Reis’i yanına fazla yaklaştırmamak için mi? Yoksa başka bir nedenle mi? bilemedim valla. Bunları zaman içinde göreceğiz artık.


ADALETLİ YARGIÇ