Kılıçdaroğlu'nun adalet yürüyüşüne, iktidardan ciddi bir tepki gelmezken, Bahçeli'nin ölçüsüz sayılabilecek eleştirileri gündemde.

"Aklınızı başınıza toplayın,"
"yangına kargaşaya hizmet ediyorsunuz",
"İstanbul'dan karşı bir yürüyüş başlarsa, buluşma noktası neresi ve nasıl olacak?"

"Kılıçdaroğlu ya kullanılmakta, ya da Türkiyeye kurulan tuzağın aktif bir katılımcısıdır " gibi tehdit dozu yüksek, ifadeler ve de en önemlisi, yürüyüşü, "15 Temmuz darbesini unutturmak amaçlıdır" gibi izan dışı suçlamalarla, neyi amaçladığı açık değil ama iktidara omuz vermek çabası ortada...

Bahçeli liderliği, Türk siyasetinin en önemli damarlardan birini, mevcut iktidar yedeğinde tutarak, adeta dumura uğratıyor...

Muhalefet görevi verilmiş bir partinin, siyasetin doğası bakımından, iktidardan çok iktidarcı olması anlaşılır ve izah edilebilir bir tutum değil...

Fetö yapılanması, dış politik şartlar v.b mazeretlerin arkasına sığınmak inandırıcılık bakımından yeterli değil. Türkiyede uzun zamandır güçlü temsile sahip bir iktidar tarafından yönetiliyor, içte ve dışta içine düşülen sıkıntıların siyasi bedelinin muhatabı, Kılıçdaroğlu ve diğer muhalifet unsurları değil.
Bahçeli, kayıtsız şartsız desteğinin zorunlu sonucu olarak , ortadaki siyasi bedele kefil olmuş gözüküyor, ama bu diğer muhalefeti bağlamaz..
Hem iktidara sorgusuz sualsiz yol vereceksin sonra da zor zamanlardayız bahanesi ile muhalefet yapmaya çalışanlara göz dağı vereceksin.
"nerde o yoğurdun bolluğu?".. sayın Bahçeli...




Kaan Sancaktutan