Adaletin, herkese eşit olarak, eninde sonunda tecelli edeceğine olan inancı, güçlendirmek için sıkça kullanılan bir sözdür, " Berlin'de hakimler var"....
Prusya Kralı, ormanda gezinirken bir değirmenin bulunduğu tepeyi gözüne kestirir ve satın alınmasını emreder, amacı, kendine saray yaptırmaktır, ..
Değirmenin sahibi bulunur ve kendisine değirmenin değerinin çok üzerinde bir bedel önerilir, değirmenci teklifi kabul etmez, Kral, " sen benim Kral olduğumu bilmiyor musun " der ve teklifinde ısrar eder,
Değirmencinin cevabı, " senin Kral olduğunu biliyorum ,ama ben bu değirmenin ve arazinin sahibiyim, satmıyorum" olur..
Kral " zorla alabileceğimi de biliyor olmalısın, benim binlerce askerim var senin neyin var " sözleri ile ısrarını sürdürür.. Diyalog şöyle devam eder
Değirmenci, " Berlin'de hakimler var , onlara güveniyorum"
Kral, "Hiçbir güç, hiçbir iktidar, kral dahi olsa adaletten üstün değildir "..
Sonuçta; kral ısrarından vazgeçer, değirmencinin adını verdiği sarayı bir başka yere yaptırır..
Beştepe Külliyesi için Yargının verdiği aleyhte kararlara rağmen, -Atatürk'ün vasiyeti dahi göz önüne alınmadı-, başka yer yokmuş gibi, yer konusunda ısrar edildi,
Geçmiş bir yüzyılda yaşanan bu olay ve bugün hala Adalet'ten emin olmayan bir Türkiye ...
2010 Anayasa değişikliğinde mezardakilere de oy kullanma telkini yapıldı, Adli sistem ne hale geldi, herkes gördü.. Hala temizlik operasyonları sürüyor..
Ankara'nın hakimlerinde ,aradıkları adaleti bulamayanlar, AİHM'e gidiyorlar..
Eşi, AİHM' de yargıçlık yapan Prof. Dr. Eser Karakaş'ın edindiği bilgilere göre, , Brüksel hakimleri, Türkiye gibi ülkelerden gelen ağır hak ihlalleri iddialarına değil,
ancak, medeni hukuk devletlerinde bir nedenle yaşanan, marjinal sayılabilecek, yapısal hale gelmemiş hukuk ve insan hakları ihlallerine, müdahale edebilmek üzere teşkilatlanmışlar ve bu nedenle Türkiye'den yapılan başvurularla ilgili kararlardan, ne başvurucular ne de hak ihlalleri ile suçlanan hükümet memnun değil.
Özet olarak, AİHM , Sözleşme hükümleri ile bağdaştırılması ve bu çerçevede değerlendirilmesi mümkün olmayan ağır hak ihlallerini, AİH Sözleşmesinden bir kopuş olarak değerlendiriyor.
Hak ihlalleri yapısal bir mahiyet almaya başlamışsa, Brüksel hakimlerinin de yapacağı fazla bir şey yok.
İş Ankara hakimlerine düşüyor, gönül rahatlığı ile bir endişe taşımadan, "Prusyalı değirmenci gibi", Ankara'da hakimler var diyebildiğimiz gün, Brüksel hakimlerinden şefaat beklemek gereği kalmayacaktır.


Gülümser Dumanlı