Devletin bekası ve barış talebi.... - 29/01/2018 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
TTB Merkez Konseyi, Afrin harekatı bağlamında savaş karşıtı bir bildiri yayınlamış, "hemen barış "istemiş..
Soyut, ülke gerçeklerinin dışında, görünüşte hümanist kaygılar taşıyan bir talep.. İçişleri Bakanlığı, bildiri nedeniyle, görevi kötüye kullanma başlığı altındaki muhtelif ithamlar ile suç duyurusunda bulunmuş. Suriye Gayyasında, son yıllardaki gelişmeler, Türkiye'nin geleceğini, bütünlüğünü tehdit eder boyutta bir mahiyet kazandı. Amerika ve koalisyon ortakları ile ve Rusya'nın terör örgütü ile, menfaat ilişkisi içinde bulunduğu açık olup, bu işbirliğinden birinci derecede zarar görme tehlikesi altında olan ülke Türkiyedir.. Suriye işgali sürecinin başından itibaren, eş başkanlık ünvanı altında yapılan yanlışlar bu gerçeği değiştiremez. Bugün gelinen nokta, Türkiye için, -hata marjının kesin olarak bulunmadığı- hayati bir beka riski içinde olduğumuzu göstermektedir. Mevcut tehlikeleri bertaraf etmenin yolu sınır ötesi harekattır, müttefiklik konusu ve de yeni ittifak arayışları, bu kritik hamlenin sadece türevleri mesafesindedir.. Esas sorgulanması gereken; bu duruma gelene kadar yapılan yanlışlar olup, bugünün gündemi değildir.. Üçüncü kuşak hak katagorileri arasında bir dayanışma hakkı olarak Barış Hakkı, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 15/12/!978 yılında oy birliği ile kabul edilen " barış içinde bir arada yaşama hakkı" kararı ile, uluslararası camianın gündemine girmiş bulunuyor.. Barış içinde yaşama hakkı ile ilgili genel kabul, bu hakkın; temel insan haklarının ön koşulu olduğu yönündedir. Hal böyle olmasına rağmen, bugün Suriye'de yaşananlar, bu hakkın sadece kağıt üzerinde kaldığını göstermektedir.. Uygar geçinen toplumların, yağmacılığa soyunduğu bir dönemde fazla duygusal bir tavır da olsa barış içinde yaşama hakkı savunulmalıdır.. Ama, reel politik de ihmal edilemez boyutlarda kendi şartlarını dayatmaktadır....Afrin harekatı sıradan bir iç siyaset malzemesi olamayacak kadar hayati bir öneme sahiptir. Sivil toplum ile devlet, mutabakat halinde olmalı, ve de devlet erki de, her barış talebini düşmanca bir tavır olarak değerlendirmemelidir. Banu Saygılı |
|||||||||
|