Özellikle Devlet Bahçeli, iktidarın bütün politikalarına şartsız, şeksiz ( bilaşek vela şüphe) destek verme konusunda, bütün siyasi ölçüleri zorluyor..
Önce, gündemden çıkmış olan, kişiye özel sipariş "Başkanlık ucubesini", gündeme soktu şaibeli bir referandum ile, toplumun ortadan ikiye bölünmesinin ve rejim değişikliğinin önünü açtı..
Düne kadar, ağır ithamlarla suçladığı Cumhurbaşkanının, adaylığını, seçim tarihine uzun zaman olmasına rağmen destekliyor, iktidar partisinin ve Külliyenin , emirlerine muntazır bir hal sergiliyor..
Bir muhalefet partisi için bu tarz bir teslimiyet; alışılagelmiş bir tavır olmasa da , siyasi mülahazalarla, anlaşılabilir, partinin yetkili organlarının takdiri olarak değerlendirilebilir...
Ama , Afrin'de ateşin üzerine yürüyen kahramanların hayatı üzerinden , hamaset kurbanları kesip, Chp'ye saldırmasının , izahı yok..
Şimdi, ittifak yaptığı , iktidar odakları, pkk , siyasi temsilcileri dedikleri ve de İmralı'da mukim liderliği ve dahi yurt dışı temsilcilikleri ile , , -koalisyon güçleri içindeki devletlerin gözlemciliğinde-, açılım süreci başlığı altında,, protokolller yaptı, , Dolmabahçe sarayında tesçil etti, Diyarbakır meydanında ilan etti...
Bugün , , Antalya'da , lüks otellerin sıcak, konforlu salonlarından, "al pkk'yı vur chp'ye " diye haykırıyor...
Nedeni de, Chp'nin ,"Afrin'de can kayıpları artmasın", uyarısı..
Ana muhalefet partisinin asli görevi ;iktidarın politikalarını denetlemektir, hele hele,, sınır ötesi askeri harekat söz konusu olduğunda sorumluluk daha da artar..
Anaların kınalı kuzuları toprağa düşerken, sayfiye otellerinde ana muhalefeti terör örgütü ile eş göstermek, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmektir,
Devlet kurmuş bir partiye bu tarz suçlamalarla saldırmak, Devlet beyin haddi değildir..
Devlet Bey, muhafaza edebildiği kadarı ile "devlet adamı" vasfını , hatırlamak sorumluluğundadır..









İsmet Sakarya