Sayın Prof. Özgür Demirtaş hocamız Twitter da patlatmış ve pesimist bir yaklaşımla, yönetimde Meritokrasi’nin 23. Yüzyılda ancak olacağını söylemiş. Herhalde, Türkiye’ye uğrayacağı en erken tarihi vermiştir diye düşünüyorum.
21. Yüzyıl başlarında olduğumuza göre, bugün 25-30 yaşlarında olanlar 20. Yüzyıl sonlarını da hatırlayabilir halde yaşamış ve 21. Yüzyılın ilk yıllarını da yaşamaktalar. Allah sağlıklı, sıhhatli bir ömür versin. Ben kendi adıma 21. Yüzyılı bitiremeyeceğime göre, değerli Demirtaş hocamın hesabıyla meritokrasi dönemini göremeyeceğim. Sayın Prof. Özgür Demirtaş hoca inşallah görür. Benim çocuklar da göremeyecekler bu tahmine göre.
Küçük oğlumu Demirtaş Hocaya eğitim için göndermiştim bir ara, ufku açıldı, özellikle tavsiye ederim.
Allah bağışlasın varsa çocuklarınız gönderin, hatta siz bile gidin. İnşallah pesimist olmamıştır bizimki, akşam işten dönünce kontrol edeceğim (şaka). Hesap yaptım, Demirtaş Hocama göre bu iş en erken 2200 yılı ile 2299 yılları arasında, en geç 2299 yılında olabilecek. Yani, Osmanlı İmparatorluğunun yaklaşık 1299 yılındaki kuruluşundan tam 1000 yıl sonra. Ben de totem yapmak için, hocam gibi pesimist olduğumdan, "yandık, biz bittik, kaybolmuş kuşaklardanız bu ülkede" diye hayıflandım. Atatürk kurtarmışken bizleri yine çakıldık, çakılıyoruz. Ama, çakıldıktan sonra ben bu MERİTOKRASİ den umutluyum. Meritokrasi, mecburen gelebilir yani. Biliyorsunuz bazı insanlar hayal ettikçe yaşarlar. Haydi hayırlısı bakalım. Hep beraber MERİTOKRATİK bir yönetime.

Şimdi bazı açıklamalar yaparak Twitter da bir oylama yapmaya karar verdim. Soru şu; Biz aşağıdakilerden hangisiyle yönetiliyoruz?

Önce tanımlar:

DEMOKRASİ: Siyasal denetimin doğrudan doğruya halkın ya da düzenli aralıklarla halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu, toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit sayıldığı yönetim biçimi.

OKLOKRASİ: Ayak takımı yönetimi anlamına gelen bir tabirdir ve İlk çağlarda demokrasiye yönelik eleştirel bir tanımlama olarak kullanılırdı. Platon falan zamanında yani. Çoğunluk diktası demekmiş kısaca.
Jean Jacques Rousseau‘nun deyimi ile de demokrasinin YOZLAŞMIŞ halidir.
Hani bizde bazıları seçimleri kazanınca demokrasi oldu zannediyor ya, onlara duyurulur.
Buna “güruh idaresi” de deniliyor. Bu konuyu bir yazımda da işlemiştim.

MOBOKRASİ: ABD’li ünlü sağcı yazar Robert Kagan, abartılı da olsa da ‘yeni faşizm’ olarak nitelendirdiği Trump’ın yeni dünyasının geleceğinde, aynı Putinizm’in benzer noktalarını öngörüyormuş. Medyayı kontrol etmek, yargıyı ele geçirmek, parlamentoya hâkim olmak, muhalefeti yok etmek ve halkın öfkesini kullanarak sandıktaki saltanatını korumak. Diğer bir deyişle, yığınların yönlendirdiği sözde demokrasiye deniyor.


MERİTOKRASİ: Yönetim gücünün, yetenek ve kişilerin bireysel üstünlüğüne yani liyakata dayandığı yönetim biçimidir. Bu yönetim şeklinde idare gücü, üstün özellikleri olduğu düşünülen kişiler arasında paylaştırılmaktadır, kayırma yoktur. Fransızca da “meriter” fiil’i vardır bunun latince karşılığı “ut merear”, Türkçesi ”HAK ETMEK”.
Kısaca, İnsan haklarına saygılı, Adalet, Hukuk, vb. bilen, uygulayan, idare etmeyi hak edenlerin idaresi.


Buyurun oylamaya;

Biz aşağıdakilerden hangisiyle yönetiliyoruz?
DEMOKRASİ?
OKLOKRASİ?
MOBOKRASİ?
MERİTOKRASİ?

Twitter kullananlar buyurun twitter’a..................


ERCAN ERDEM