Değerli Okurlar
31 Mart ve 23 Haziran dan sonra, Türk Siyasetinde, yeni bir durumun oluştuğu, artık herkes tarafından kabul edilen bir gerçek. Gerçi son Genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de, önemli sonuclar çıkarak, siyasetteki olacak değişikliklerin, ilk sinyallerini almıştık. İsterseniz , biraz geriye giderek hatırlayalım . CHP ve İyi Parti arasında, anlaşmaya varılan ittifak, CHP den İyi Partiye Milletvekili geçişleri sayesinde, İyi Partinin yasal olarak secime katılabilmesi, Millet ittifakının Sayın Muharrem inceyi, Cumhurbaşkanı Adayı göstermesi, İyi Partinin, TBMM ne girmesi, bunlar, siyasetteki seçmenin tercihleri ile ilgili, önemli değişimlerin, bana göre başlangıcıydı. 31 Mart yerel secimlerinde de CHP, Saadet, İyi Parti ,DP arasında ki, Millet İttifakı devam etti.
Ankara, İstanbul, İzmir ve önemli Büyük şehirler, ittifak adayları tarafından kazanıldı. Tabii burada Istanbul'u ayrı tutmak lazım, çünkü istanbul adayı, Sayın Imamoğlu'nun kendine özgü, farklı özellikleri vardı. İki turlu seçim gibi olan bu süreci galip bitirdi.
Tüm bu ön bilgileri açıkladıktan sonra, gelelim esas konumuza, Ak Partiden ayrılan iki önemli siyaset adamı kurucu özelliğine sahip ,biri eski Başbakan, Sayın Ahmet Davutoğlu, öteki eski Ekonomi Bakanı, Sayın Ali Babacan, arkadaşları ve her ilden, ilceden, Ak Partiden, istifa eden parti üyeleri ile beraber, teşkilatın ileri gelenleri, eski milletvekilleri , Yeni Siyasi Partiler kurmak icin, ayrı ayrı, harakete gectiler.
Kurulması hedeflenen , bu iki yeni siyasi Partinin Türk siyasi yelpazesindeki yeri nedir? Cevap merkez sağ, muhafazakar, milliyetçi sağ. Aşağı yukarı Türkiyenin %65/ 70 civarındaki ,seçmenin, tercihlerini hedefliyorlar. Elimizdeki, daha önceki veriler ,seçimlerdeki secmenin tercihleri ve Demografik yapı analiz sonuçları bize bu rakamları veriyor. Zaten yerel secimlerdeki bu basarının sebebi de merkez sağ seçmenin, Muhalefet(millet) ittifakına ve adaylarına oy vermiş olmasıdır. Ekonominin kötü gitmesi, Ak Partinin Kurulduğu günkü ilke, hedeflerinden kopmuş olması, yapılan bireysel hatalar, Parti üst yönetimi ve Milletvekillerin de aşırı bir lüks yasam tarzı, Halktan kopuşu hızlandırmıştır. Yazının başlangıcında da belirttiğim gibi Sayın Ekrem İmamoğlu gibi sağ kökenli (Anap Genclik kolları) fakat sosyal Demokrasiye uygun rejimle problemi olmayan tüm kesimleri kucaklayıcı bir aday ile %55 gibi bir oran Istanbulda yakalandı. Bunu gören ve iyi tahlil edenler simdi Birdahaki Genel Secimde de ayni oranları CHP ,IYI Parti, DP Saadet ittifakı alabilir mi? düşüncesine girdiler.
Sonuc olarak , CHP nin Tek başına Tüm Türkiye Genelinde %50 +1 alarak Hem Cumhurbaşkanlığını, hem Parlemento çoğunluğunu kazanması mümkün görünmüyor. Bu yine bir ittifak ve ortak aday ile olacaktır. Tabii ki Adayın nitelikleri önemli . Ben bu ismin Sayın İmamoğlu olacağını düşünüyorum. Çok isim telafuz edilecektir, Partiler arası, görüşmeler olacaktır. Ama sonuçta aday o olacaktır. Çünkü o Merkez secmene sıcak geliyor, halka ters gelmiyor. Gelelim Anahtar partiye , Sayın Meral Akşener , Dün akşam Habertürk Tv de, Sayın Fatih Altaylı 'nın teketek programında , canlı yayında , "Biz Anahtar Partiyiz" dedi. Bana Göre sonunda birleşecek olan Davutoğlu ve Babacanın Parti leride, Merkez Sağ için, Anahtar parti veya partilerdir . Hangi Siyasi haraketin ve Siyasi partinin, Anahtar rolü üstlenerek ,seçim kazandıracağını hep birlikte göreceğiz.
Ülkemiz için, Demokrasimiz için, Yeni Siyasi Partiler Hayırlı olsun.
Saygılarımla
Emre Gülener

Emre Gülener