Dışişleri Bakanı , Fransa'dan "elçi" çağırmanın gündemlerinde olmadığını söylemiş.
Cumhurbaşkanının , Macron hakkındaki eleştirileri hoşa gitmeyince, Fransa , elçisini, istişare için, geri çağırdı....
Malum dergi, bu sefer , Cumhurbaşkanının statüsünü istiskal eden bir illüstrasyon yayınladı..
Macron ile Cumhurbaşkanı arasındaki söz düellosuna, Fransız medyasının , inanç sahasında en şaibeli yayın organı ile- katılması, meseleyi karmaşık hale getiriyor.
Fransa'da iktidar yancısı olmayan yayın organlarında ( Le Monde 9 Ekim 2020..) Cumhurbaşkanı lehine değerlendirmeler de yayınlanıyor..
Cumhurbaşkanı, muhtemelen , parti genel başkanı sıfatıyla olsa gerek, -yabancı devlet yetkilileri ve siyasetçilerinin uygunsuz tavır ve sözleri ile ilgili- , düz gidiyor, yağlı güreş/karakucak tabiri ile, "paça kasnak "dalıyor.. .. (çekirdek kadro da "bermutat" aynı düzlemde esip gürlüyor…)
Bu tarz retoriklerde , ölçü kaçıyor, Almanya anayasal düzeni bakımından "en ağır" suçlama kabul edilen "Nazi" benzetmesi , faşist parantezinde bol kepçe kullanılıyor....
Hangi nedenle olduğu belirsiz ve densiz bir uygulama olan Mevlana camiinin ibadet alanına, güvenlikçilerin fiili müdahalesi için , külli bir Nazi ithamı ile değerlendirme, - haklı bir tepkiyi gölgeleme ve -riskli bir söyleme tekabül ediyor...
Türkiye'de Gırgır dergisinde, Hz. İsa için olmadık bir çizim yayınlansa, herhangi bir büyükelçi rapor eder mi bilinmez, ama , bizim hassasiyetlerimiz bakımından , Hz.. Peygamber resmedilemez, camiler ise , ibadet alanı olarak dokunulmazdır..
Ama , cami baskını için Merkel'i doğrudan hedefe koymak, sistemik bir yanılsamaya işaret ediyor, Türkiye'de , cari rejim bakımından, Cumhurbaşkanlığı, her türlü idari eylem ve işlemlerden bilgi sahibi olabilir ama, Almanya'da ; Merkel her konu ile ilgili söz sahibi kabul edilemez..
Macron, sadece kendinin değil bütün batı aleminin çapını aşan bir iddia içinde, İslam'ın yeniden yapılanması ve farklı bir "İslami" aydınlanma tasavvurunu gündeme getiriyor..
Değerli eşi, eski öğretmeni olarak, bu yaklaşımının "sıfır not" hak ettiğini kendisine söylerse, eşine yardımcı olmuş olur, öğrenmenin sonu yok ve de Cem Yılmaz'ın dediği gibi " her şeyin başı eğitim"..!!
Sonuç olarak ; bizim ilginç rejimimin tek avantajı, ; Cumhurbaşkanının iki şapkası olması, ..
Partili şapkası ile "önüm arkam sağım solum sobe" veya ittifak ortağının söylemi ile "alayınız" başlığı altında , Putin'den Trumpa kadar alemin büyük ve küçük başlarına ayar verebilir,....
Kalan az sayıdaki monşer de ;etliye sütlüye fazla dokunmadan, "elçiyi çağıracak bir durum yok" teennisi ile durumu idare eder...









Güray Gözüpek