2020'nin Son Haftasında Türkiye'deki Siyasi Gelişmeler - 26/12/2020 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Değerli okurlar;
2020 yılının son haftasına girdiğimiz şu günlerde siyasi alanda ülkemizde yeni gelişmeler oldu. Geçtiğimiz haftanın en önemli tartışma konusu AİHM’nin verdiği Selahattin Demirtaş kararı ve hükümetten, Cumhur İttifakı’ndan gelen bu karara uyulmayacağı açıklamalarıdır. Sayın Cumhurbaşkanı yaptığı açıklamada iç hukuk yolları tüketilmeden AİHM’nin böyle bir karar vermesinin doğru olmadığını, kararın siyasi olduğunu söyledi. Muhalefet ve özellikle ana muhalefet ise AB’ye girmeye aday ülke olan, çıkardığı uyum yasaları ile çok uğraş veren Türkiye Cumhuriyeti Devleti nasıl olur da bu karara uymaz ve uygulamaz görüşünde. İçerisinde Türk hakim bulunduğu ve uluslararası antlaşmalarla imza attığı, resmen kurucusu, taraf olduğu bir yapının kararını görmezden gelmesinin bizim ülke olarak uluslararası düzeyde başımızı ağrıtacağı görüşünde. Hal böyle iken, bir taraftan da iktidarın aklı 6,5 milyon oy almış bir siyasi partinin (HDP) siyasi yelpazedeki yeri ve oylarında. Bu oyları çözüm süreci dönemindeki gibi tekrardan geri kazanmak istemesi ve buna bağlı olarak, Kürt kökenli vatandaşların oylarını bölerek kendine çekmek istiyor. Buna bağlı bazı hamleler yapacakları Ankara kulislerinde konuşuluyor. Geçtiğimiz haftanın bir diğer siyasi gelişmesi de, MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin İyi Parti lideri Sayın Meral Akşener’e yönelik “daha zaman varken evine geri dön” çağrısı oldu. Sayın Akşener’in parlamenter sisteme geri dönüş için siyasi parti liderlerinden oluşacak bir masa kurulmalı çağrısına karşılık, Sayın Bahçeli’nin bu çağrıya cevap verdiği düşünülüyor. Çünkü kesin olmasa da CHP’nin bu masada demokrasinin kuralları gereği olarak, HDP’nin de olmasını isteyeceği düşünülüyor. HDP, TBMM’de grubu bulunan sandalye sayısı olarak üçüncü büyük siyasi partisidir. İYİ Parti ve Sayın Akşener ise böyle bir masada HDP’yi istemiyor. Zaten Sayın Akşener bunu bir çok platformda açıkladı. İşte Sayın Bahçeli de bunu bildiği için İYİ Parti’yi Millet İttifakı’ndan koparmak istiyor. Bu tabii ki bir görüş. Bu çağrıyı bir farklı okuyan görüş ise, “siyaseti bırak evine dön emekli ol “ görüşüdür. Ben buna pek ihtimal vermiyorum. Unutmayalım ki, İyi parti kurulurken, yeni kurulduğunda mitinglerinde, seçimlere ilk defa katılırken, MHP ve AK Parti bu siyasi hareketi epeyce zorlamışlardı. CHP ve Sayın Kılıçdaroğlu, seçimlere katılmaları ve parlamentoya girmelerinde önemli pay sahibidirler. Sayın Akşener ve İYİ Partili yöneticiler, milletvekilleri bunu unutmamalıdır. Geçtiğimiz haftanın son flaş siyasi ve medya gelişmesi de Olay TV‘nin kapanmasıdır. Yayın hayatına, kadrosunu, yönetimini, yayın politikasını yeniledikten sonra tekrar başlayan Olay TV, 26 gün sonra kapandı. Sayın Ekrem İmamoğlu’ndan, Sayın Fatih Portakal’a, birçok siyasetçi, yazar ve televizyoncunun ismi spekülasyon konusu oldu. Yazıldı, çizildi. Kanal, muhalif bir çizgide yayın yaptı algısı oluştu. Birçok muhalefet lideri ile ana muhalefet lideri ile özel röportaj programları yaptı. Hatta en son Deva Partisi lideri Sayın Ali Babacan’ı programa çıkardı. Siyasi partilerin TBMM grup toplantılarını naklen yayınladı. Kanalın ortağı Sayın Cavit Çağlar yaptığı açıklamada “HDP’nin de grup toplantısını yayınlanması ve bazı programların içeriği dolayısıyla HDP’ye yakınlık hissettim. Beni rahatsız etti. Kanalın lisans hakkı elimde farklı bir zaman ve yerde yeniden yayına başlayabiliriz" diyor. Bu açıklamadan ben pek ikna olmadım, beni tatmin etmedi. Sayın Çağlar bir işadamı ve sadece televizyonculuk ve gazetecilikle uğraşmıyor. Önemli yatırımları var. Böyle olunca da muhalif TV kanalı işletmek zor bir iştir. 2020’nin son haftasına Türkiye’de bu siyasi gelişmeler ile girdik. 2021 yılının ülkemize ve tüm dünyaya önce sağlık, barış ve huzur getirmesini diliyorum. Saygılarımla Emre Gülener |
|||||||||
|