Atatürk'ün mirası ve "aslına rücu".. - 19/02/2021 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Atatürk'ün 1937 yılında şartlı Hibe ile Hazine'ye devrettiği AOÇ arazisi uzun zamandır, kenarından köşesinden çeşitli vesileler ile " şartlı bağış "dışındaki amaçlarla kullanılıyor....
TC'nin kurucu babalarından birinin şartlı hibe şeklinde yaptığı tasarrufun yok sayılması, Mülkiyet Hakkı, Miras Hakkı ve hukuk etiği bir tarafa, hatırasına da ağır bir saygısızlık.. Mimarlar Odası Ankara şubesi, AOÇ'nin bağış amacına uygun kullanılmasını sağlamak için bütün hukuk yollarını denedi/deniyor.. Her seferinde, hukukun arkadan dolanılması suretiyle, hukuksuzluğu sürdürmekte direnen zihniyet, yargı kararlarını da uygulamıyor.. En son; kanuna karşı hile olarak; Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Yüksek Kurulu, 2014 yılında, " Tarihi Sitler Koruma ve Kullanma Koşulları" ile ilgili "İlke Kararı" aldı ve ilgili alanlarda kamu yapılanmasına yol açarak, AOÇ arazisinde de bu kapsamda her türlü yapılanmanın önünü açtı. Bu ilke kararı, tam bir hukuka ve kanuna karşı hile olup, Atatürk'ün tasarrufu ile "şartlı hibe" konusu AOÇ arazisini hiç bir şekilde- kamu kullanımına ilişkin olsa da-, imara açamaz, "şartlı hibe" konusunu göz ardı edemez ve bu nedenle de aykırı bütün tasarruflar, hukuken de yoklukla maluldür.. Mimarlar Odası Ankara Şubesi bu kararın da iptali için Danıştay'a başvurmak zorunda kaldı.. Danıştay ilgili Dairesi bu hususu değerlendi ve 18 Şubat 2021 tarihli kararı ile ilgili yapılanmaların, hukuka uygun olmadığına karar verdi.. İşin acı tarafı, Cumhurbaşkanlığının da -bu davaya müdahil olarak- kaybeden tarafta olması.. Bilindiği gibi; kısa zaman önce , Ayasofya'nın "şartlı bağış ve Fatihin vasiyetine uygun olarak camiye dönüştürülüp ibadete açılması ile ilgili açılan davada; Danıştay; Fatih'in Vasiyetini ve hibe amacını- gerekçesinde öne çıkararak, davayı kabul etmiş ve Ayasofya ibadete açılmıştı.. Fatih'in vasiyeti ile Atatürk'ün şartlı hibeye dayalı vasiyeti arasında fark olamayacağı için, Mimarlar Odası Ankara şubesi, aynı gerekçeyi emsal göstererek " Ayasofya gerekçesi", Danıştay'da AOÇ'nin "aslına rücu" davasını açmış olup, dava, halen derdest bulunuyor.. Kabul edilince, AOÇ 'nin eski hüviyetine "fiziki" olarak kavuşturulmak zorunluluğu doğacak.... Danıştay'ın paralel ve emsal gerekçe ile, "aslına rücu" konusunda karar vermesi, hukukun tabii bir gereği.. Ne yazık ki, Ankara'yı parsel parsel satanlar, Türkiye'nin seçilmiş Cumhurbaşkanına, Ankara ovasında bir yer bulamamışlar, Atatürk'ün vasiyetine göz dikmişler.. Hukukun gereğini yerine getirme ve bu ayıptan dönme zamanıdır... Beyza Başarır |
|||||||||
|