Hukukta "genel kurmay başkanları" standardı..!! - 07/05/2021 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
İlker Başbuğ, 26.ncı Genelkurmay Başkanı olarak- fetö yargısı- tarafından uzun süre tutuklu yargılandı..
Davanın komplo olduğu ortaya çıktı, yargılayanlar yurt dışına kaçtı," dava" sonucu bakımından " amiyane tabiri ile" piç oldu ,ortada kaldı.. Yetmemiş olacak ki, fetö ayakçılarının yarım bıraktıkları işi sanki, birileri yeniden sahneye koymaya çalışıyor.. Şimdi de, sıradan Kıraathane muhabbetlerinde yapılan, "seçim kararı alınsaydı, 60 ihtilali yapılmazdı" "geyiği" yaptığı için hakkında iddianame hazırlanmış, ilgili mahkeme de kabul etmiş, yargılanacak.. ( yargılanacağı suç ve unsurlarından bahsetmek, Ceza Hukuku doktrini bakımından- ayıp olacağı için- kanuni değerlendirme yapmanın gereği yok!!....) Bir diğer Genel Kurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, Cumhurbaşkanlığı seçimleri arifesinde bir gece, muhtemelen iki kadeh aslan sütü parlattıktan sonra , "sözde değil özde laiklik" vurgusu ile Cumhuriyet değerlerine atıfta bulunup, iş bu ifadesi, Genelkurmay Başkanlığı web sitesinde TBMM'de ilk tur seçimin yapıldığı günün gecesi saat 23.17'de alıntılanıp,; gereğini de eksiksiz yerine getirme konusunda sarsılmaz kararlılık" beyan edilince, 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimi neredeyse bir demokrasi sınavı haline geldi..!!' Yanlış tanımlanmış ulusalcılık ocağına körük basan işgüzarlar, toplantı yeter sayısının 367 olduğu iddiası ve seçimlerinin iptali için AYM'ne başvurdu ve bugünkü anayasaya benzer bir ucube sonuç ile, ilk tur oylaması iptal edildi. "Kof darbe çığırtkanlıklarını" gollük pas olarak alan iktidar, göğsünde yumuşatıp fevkalade mağdur bir yarım vole ile 22 Temmuz'da erken seçim kararı aldı, 20 Ağustos tarihinde, MHP meclise girerek cumhurbaşkanlığı seçimine destek verdi ve sayın Gül Cumhurbaşkanı seçildi. - Cumhurbaşkanlığı seçiminin halk oylaması ile 5 artı beş süreli olarak yapılmasına dair anayasa değişikliği-, 21 Ekim tarihinde kabul edildi.. Cumhurbaşkanlığı seçiminde meclis toplantı yeter sayısını -anayasadan mülhem olmadan, ama işkembe-i kübra'dan atarak- 367 olarak -savunan hukuk allamesinin bu fantezisinin Türkiye'ye maliyet /sonucu bu oldu,.. Merhum Büyükanıt, iki kadeh atıp laiklik ve demokrasiye özde bağlılık gereğini hatırlaması ve de hukuka -don lastiği gibi- her yana çekilebilen bir fonksiyonu yükleyen allamelerin hevesleri- gereksiz gerginlikler, zorlama demokratlık gösterileri gibi- toplumsal huzura , oldukça pahalıya patladı.. Ama Büyükanıt, münferiden ve şahsen ifa ettiğini ikrar ettiği e-muhtıra" tanımlı tuhaflığa rağmen, alayı vala ile emekli edildi ve altına saltanat kayığı gibi bir de araba çekildi.. Aradan yıllar geçtikten sonra ( 5 yıl) dostlar alışverişte görsün hesabı , bir " muhtıra "soruşturması açıldı, ölümü ile de dosya kapandı.. Hukuk," e muhtıracı" Büyükanıt'ın peşine düşmedi, ama, "darbe olmasaydı " demeye çalışan Başbuğun peşini bırakacak gibi görünmüyor..!! Refik Polatkan |
|||||||||
|