Sezen Aksu'nun eski şarkısındaki bir cümle -hayli gecikmeli olarak- ortalığı karıştırdı..
Din muhafızları bodoslamadan konuya daldılar ve lafı tersten anladıkları veya hiç anlamadıkları için- yine bermutat açığa düştüler.
Şarkıda Adem ile Havva'ya yapılan göndermede, kullanılan mecaz " cahil" sözcüğü, dini değerlere hakaret gibi algılandı ..
Sezen Aksuya neredeyse, -yasak meyveyi Ademe yedirmesi için- Havva'yı kandıran şeytan muamelesi yapılacak..
Teolojik metinlerde, tefsir ulemaları arasında Havva ve Ademin "yasaklanmış ağacın meyvesini yedikleri " ve bu nedenle cennetten kovuldukları hususunda mutabakat bulunuyor..
Faturanın sonradan Şeytana kesilmesi de bu gerçeği değiştirmiyor..
Sezen Aksu'nun; sözü ve müziği ile yaklaşık iki nesilden insanlar (şimdilik) aynı duygusal frekansta buluşuyor.....
Zaman zaman duygusal sapmalar gösterse de, toplum hafızasında özel bir yeri var..
Ama, ne yazık ki;
İktidar gözetiminde, Cemaat ve liberal ortak teşebbüsü olan yargının ve Tsk'nın hile ile teslim alınması projesinde , "yetmez ama evet" zehirli meyvesinin yenmesi için, "iki cihan" üzerinden ahkam kesme pervasızlığı, toplum hafızasında hala kanayan, kabuk bağlamayan bir yara gibi..
Kendisi gibi düşünmeyen ülkenin yarısına, ki, aralarında, ezgilerini ezberden söyleyenler, "yetmez ama evet" çilerden daha fazlaydı, "iki cihanda lekeli" yaftası yapıştırmak, sonuçları itibarıyla, bir faninin ahir ömründe yaşayabileceği en ağır yanılgılardan biri olsa da, Sezen Aksu bu toprakların bir değeridir..
Sonuç olarak, kimsenin kimseyi dışlama konforu yok, yasak ağacın meyvelerinden uzak durmak ve -nefse teslim olmanın sonuçlarından- dersler çıkarmak da herkesin görevi...




Ceyda Kazancı