Amiraller Montrö ile ilgili bildiri yayınladılar, Anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşmakla suçlandılar, yargılandılar, oy birliği ile beraat ettiler..
Başsavcılık makamının istinafa götürme ihtimalinden bahsediliyor..
Makamın saygınlığı bakımından zorunluluk bulunuyor, aksi takdirde, 103 Amiral hakkında ceza talep ettiği ağır suçlamanın gereğini yapmamış olur.
Cumhuriyet Başsavcılığı makamı , bu seviyede bir suç işlendiği iddiasında ise, iddianamesini sonuna kadar takip etmek zorunda..
İddia makamının bir bildiriden çıkardığı bu dehşetengiz suçlama , mahkemece kabul edildi ve ciddi , ciddi, deniz kuvvetlerinin seçkin, emekli amiralleri yargıda kantara çekildi..
Montrö Boğazlar Sözleşmesinin , bütün Cumhuriyet müktesebatı gibi tartışmaya açılması vesilesi ile , ek olarak da - üniforma üzerine cüppe giyen ve sarık takan "dönem amirali"'de bildiri içinde değerlendirildi, ..
Ordu evlerinden kovuldular, korumaları alındı, adli kontrol şartı ile ancak tutuksuz yargılanma şansına eriştiler...
Sonuçta; suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesi ile ve de oybirliği ile masumiyetleri ortaya çıktı....
Montrö üzerine , bu ülkede , balıkçı kahvelerinde ahkam kesilebilir ama , emekli amiraller imal-i fikir edemezler..
İktidarı, muhalefeti ( Akşener de demokrat !! bir tavır olarak "zevzeklik" iltifatında bulundu !!) had bildirme yarışına girdiler,, !!
Sürekli, yüksek dozda "demokrasi" ile mücehhez olanlar , yeni bir darbe teşebbüsü ile karşı karşıya oldukları endişesine kapıldılar..!!
Son zamanların , her fırsatta enselerine vurulan "abalıları-üniformalıları" üzerinden kaypak demokrasi retorikleri sahnelendi, had" ler bildirildi...!!
Mahkemenin, bu kadar ağır suçlama içeren iddianameyi kabul etmesi ve yargılama sonrası "suçun unsurları yokluğu" nedeniyle oy birliği ile beraat kararı vermesi, yargı bakımından sorunlu bir alana işaret ediyor.
Herhalde zamanın yüksek doz demokrasi ruhu, her ihtimale karşı iddianamenin kabulüne yol açtı, Ceza Muhkemesi Kanununda, iddianamenin otomatik kabulü diye bir usul yok, mahkeme kendi takdirini kullanmak zorunda , Hem iddia makamı hem de mahkeme , bu kadar ağır suçlama içeren bir davayı, boş ve sade bir bildiri üzerinden delillendiremedi ve gereğini yaptı..
Buraya kadar tamam da, ileri yaşlarında, Ağır Ceza Mahkemelerinde, "anayasal düzene karşı suç için anlaşma" gibi riskli bir ithamla ile yargılananların ve de yakınlarının hukuku ne olacak..??!!
Ergenekon kumpas davaları ile başlayan süreçte yargı erkini cemaat hırtları ile enfekte edilmesinin maliyetini eski askerler ve bir sürü masum taşıdı , taşıyor..
En son, 28 Şubat gibi bir başka tartışmalı yargılama nedeniyle müebbed yatan bir emekli Korgeneral "tabut" içinde tahliye oldu...!!
Amiraller davası kararı; iddia ve ve yargı makamının ağır görev ihlali içinde olduklarının bir delili gibi,
Amiralleri mahkum etmek için delil bulamayanlar , bu kararları ile kendi yargılama fiilleri için, açık bir delil ortaya koymuş oluyorlar..
Boş dosyalar üzerinden "demokratlık" oynamanın da- bütün dahli olanlar için- bir maliyeti olmalı...





Barbaros Denizci