Erdoğan , Abdülhamidi cebinden çıkartır.!! - 11/07/2023 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Abdülhamid dindar kesimlerde, yere göğe konulmayan bir "Saltanat" kimliğidir..
Uzun yıllar, imparatorluğu mutlakiyet ile yönetmiş ve saltanat dönemi neredeyse haşa "asr-ı saadet"'e denk tutulmuştur. İleri derecede karartılmış gerceklerden ve cehaletten kaynaklanan bu yaklaşım, bu çevrelerde genel kabul görmüş ve görmekte.... Mevcut iktidar da Abdülhamidi yere göğe koyamaz .. Bu yaklaşım, Osmanlıya duyulan -Cumhuriyet karşıtı- özlemin de bir sonucudur.. Osmanlı'nın inhitat dönemine denk gelen saltanatındaki Abdülhamit figürü ile, bugünün düvel-i muazaması karşısındaki Erdoğan imajı mukayese dahi edilemez.. Sürekli tavizlerle, ve toprak kayıpları ile (1.592.806 kilometrekare) pahasına sürdürülen ve Yıldız sarayında mahsur kalmış Abdülhamit, bugünün Erdoğan iktidar alanlarına bakılınca, sadece sıradan bir "kuklacı" gibi görünüyor.. Erdoğan'ın BOP eş başkanlığı ile başlayan acemi eğitimi, bugünün , Nato, AB ve ABD triumvirası karşısında, neredeyse, bir savaş galibi seviyesine yükselmiş görüntüsünde.. Bugün, dünya siyasetinin siklet merkezindeki Türkiye ; , yerleşik hale gelmiş milyonlarca sığınmacı , bir bölgeyi neredeyse ters yüz eden deprem felaketi, her gün daha ağırlaşan ekonomik kriz koşullarında "medeniyet" denilen tek dişi kalmış canavara , önünde diz çöktürüyor.. İyice cıvık hale gelmiş bir batı, Erdoğan karşısında nerdeyse sustalı maymun gibi.. Litvanyadaki Nato zirvesinde, Nato Genel sekreteri ve İsveç Başbakanı olduğu iddia edilen kişiler karşısında, Erdoğan'ın vücut dili ve diğerlerinin yılışmaları, bu gerçeği fotoğraf halinde, tarihe not düşürüyor.. Erdoğan, İsveç'in Nato'ya katılımını da TBMM'ne havale etti, muhalefeti de tasdik makamı olarak kullanacak.. Abdülhamit, Meclis-i Mebusanı , politikalarını eleştirdiği için süresiz olarak kapattı.. Erdoğan, öyle ya da böyle sandığı kullanarak TBMM 'ni kendi iktidarının onay mercii haline getirerek, daha rafine bir saltanat tesis etti.. Türkiye'de bugün, Akp teşkilatlarından devşirilmiş yargıç ve savcılar da adalet dağıtıyor, Erdoğan, Anayasa Mahkemesi'nin ve diğer yüksek yargının kararları üzerinde takdir hakkı var gibi davranıyor, AİHM kararlarına ise , Köy ihtiyar Heyetlerininki kadar değer vermiyor.. Avrupa Konseyi , yargı organının (AİHM) kararlarını devamlı istiskal eden Türkiye'ye, bilmem kaçıncı kez, müeyyide uygulamaya hazırlanıyor, iğdiş keyfi yapıyor, hiçbir şey yapamayacağını da biliyor... Erdoğan , milyonlarca mülteciyi Türkiye nüfusuna katarak, AB'ni , kendi sınırları içinde , adeta hapsediyor, çaresiz bırakıyor.. İçerdeki siyasi muhalefet ise, Erdoğan'ın ruhunu ada sahillerindeki çamlar gibi yelpazeliyor, canına can katıyor.. Bu şartlarda, batı kodamanları ile maytap geçmek için şart koştuğu, -AB üyeliği- konusunda önümüzü açın talebi, muhtemelen zamana yayılsa da sonunda kabul edilecek, en azından müzakerelerin üzerindeki küller üfürülecek.. Ama, bir gerçek ihmal edilemez.. bu saatten sonra, amiyane tabiri ile ; reis, hak ediyor " AB senin köpeğin olur" ..!! Sami Paşaoğlu |
|||||||||
|