Başbakan gurup toplantısında, Anayasa Mahkemesinin twitter yasağını kaldıran kararı için, "bu kararı verenleri tarih affetmez "dedi..
Azarbeycana giderken de, "karara saygı duymuyorum" demişti.. Başbakan, yeni bir tutum sergiliyor, yargı kararları hakkında da kendi görüşlerine göre eleştiriler getiriyor, milli, gayrı milli ayırımı yapabiliyor.. Anayayasa mahkemesi başkanı haşim Kılıç, kararın gerekçesini uluslararası hukuk ile ilişkilendirmeye çalıştı, ama, başbakana göre, tarih önünde de kendini savunmak durumunda kalacağa benzer!!.. Haşim Kılıç, akp ile ilgili kapatma davası, nitelikli çoğunluk bulunamadığı için, hazine yardımının kesilmesi cezası ile sonuçlanıp, bir tek oyla kapatılma müeyyidesinden kurtulduğu zaman, heyecanlı bir ifade ile, mikrofonların önünde kararı açıklamış ve adeta demokrasi dersi vermiş ve akp cenahı da dahil olmak üzere,övgüler almıştı Bugün, aynı kesimler, mahkemenin verdiği kararı gayrı milli ilan ediyor, İktidar ve ona şekil veren sandık demokrasisi bu tarz bir hukuk üretiyor.. karar işine gelirse milli, saygıda kusur edilemez, zülfü yare dokunursa, gayrı milli ve saygı duyulmaz.. Temel hak ve özgürlükler, uluslararası normlar, bu kıstasa uyarsa ne ala, Mahkemelerin kararları ve milletin kararları arasında da bir ilişki var, mahkemeler millet adına karar veriyor, şimdi, milletin, akp'ne oy vermeyen %55 'i çıkıp, milletin %45'inin verdiği karar, ülke yararına değildir, bu karara biz saygı duymuyoruz derse neler olur.. başbakan gurup toplantılarında, çırpıcı çayırında maç seyreden taraftarlar gibi, gurup salonunu dolduran tezahüratçılara üfürüyor ama, ortamı her gün biraz daha geriyor, mahkemelere de , Merkez Bankasına verdiği gibi talimat vermeye başlarsa ne olacak.. Faizleri indirin, mahkeme kararları milli olsun, gayrı milli kararlara saygı duymam. v.s.. Ey sandık sen nelere kadirsin...

Çimen Yazıcı