Anayasa Mahkemesinin acil görevi.. - 22/04/2014 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Başbakan Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuş ve mahkemelere olan güven duygusunun zedelendiğinden bahisle 50.000 t.l manevi tazminat talep etmiş. başbakan ailesi ile arasında geçen konuşmaların kayda alınması ve bu kayıtların sosyal medyada yayınlanması üzerine, kayıtların silinmesi için mahkemen aldığı kararların uygulanmamasından yakınıyor.. Başbakan, mahkeme kararlarının uygulanmamasından yakınıyorsa ortada ciddi bir sorun var demektir. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, temel hakların kamu tarafından ihlal edilmesi halinde başvurulacak nihai bir iç hukuk yargı yolu olarak düzenlenmiş bulunuyor..Anap iktidarları döneminde daha 1987 yılında ( bugünün ileri demokratları kısa pantlonla dolaşırken) Avrupa insan hakları mahkemesine bireysel başvuru yolu açılmıştı.. neredeyse çeyrek asır sonra 2010 referandumunda, kendi yüksek mahkememize bireysel başvuru yolu açılınca, dönemin demokratları gözyaşlarına boğulmuşl, adeta geçici bir demokrasi zehirlenmesine uğramışlardı!!.. Başbakan, bu yolu kullanmış ve 12 yıldır iktidarda olup başbakanlık yaptığı ülkede mahkeme kararlarının uygulanmadığını ileri sürerek/itiraf ederek, , manevi zararı karşılığı ,hazinenin kendisine 50.000 tl ödemesini talep etmiştir. Bir hukuk devletinde, hele muktedir olma konusunda hiç sorunu olmayan bir başbakan, mahkeme kararları uygulanmıyor, (benim hakkımda olanlar dahi ) talebi ile yargı yoluna başvurmuş ise orada sadece bireysel hak ihlallerinden bahsedilemez, anayasal hukuk düzeni tehlikede demektir..Yargı kararlarını icrasını sağlamak yürütmenin görev alanı içindedir, başbakan yürütmenin -icra organı olarak- başıdır.. başbakanın kendi görev alanındaki bir konuda ve dahi kendi ve ailesinin hak ihlalleri bakımından zaaf itirafı ile yüksek mahkemeden tazminat talep etmesi, ciddi bir hukuk devlet/düzeni sorununa işaret etmektedir. Bu nedenle, Anayasa Mahkemesi, başbakanın başvurusunu acele gündemine alarak bir karar vermelidir..Anayasa Mahkemesi, bu vesile ile, başbakanın başvuru konusu içinde olan, yasal olmayan dinlemeler konusuna da açıklık getirmek sorumluluğundadır.. A.İ.H.M , yasal olmayan dinlemelerin, delil vasfı taşımadığını, fakat, bu dinlemelerde elde edilen -yasa dışı işlere ait- bilgilerin yayınlanmasının-, kamunun denetimi ve kamu yararı kriterleri ile- ifade özgürlüğü kapsamında olduğuna karar vermiştir.(2006)
, Anayasa Mahkemesi, başbakanın başvurusunu bu nedenlerle bir an önce karara bağlamak durumundadır.. Lütfiye Tercan |
|||||||||
|