Türk Kürtleri Üzerine - 20/03/2012 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Nevruz kutlamaları bahanesi ile ortalığı savaş alanına çevirdiler. İstanbul’da, sadece Belediyenin zararının bir milyon TL’nin üzerinde olduğu tespit edilmiş.
Görüntülerde ,vahşet iyice belli oluyor, kırıyorlar, döküyorlar, yakıyorlar, terör estirdikleri mekânlardan cep telefonu çalıyorlar, ne kadar yazık, Kürt yurttaşlar, onurludur, haysiyetlidir, bunlar tabii ki Kürt yurttaşlarımızı temsil etmiyorlar, akılları, vicdanları kiralanmış, lümpen eylemciler olarak ,toplumsal barışı tahrik ediyorlar, ilk defa bu yağmacılığa karşı bir önlem geliştiriliyor, kamu ve özel mülkiyete ait mallara zarar verenler güvenlik kameralarından tespit edilerek, cezai ve hukuki sorumlulukları yoluna gidilecek, zarar tazmin edilecek... Aynı yöntemin Diyarbakır’da da uygulanması bekleniyor, orada da baz istasyonlarına kadar yakıp yıktılar. Bu yağmacıların önünde ,kürtçü seçilmiş siyasetçilerin olması meseleyi daha da karmaşık hale getiriyor. Seçilmek demek, beldenin , bölgenin ve ulusal mecliste de ülkenin mukadderatında söz sahibi olmak demek, bu seviyede olan siyasetçilerin, yağmacıların önüne düşerek ilkel gösterilere ön ayak olması kafa yapılarının henüz demokratik bir eylem yapma kapasitesine sahip olmadıklarını gösteriyor. siyaset bir ahlak eylemidir. Siyaset diye, yakma, yıkma eyleminin içinde olanlar, ülke siyasetinde, taşımaları gereken ağırlığı taşımaktan aciz olduklarını ortaya koymuş olurlar... Lafa gelince, insan hakları, demokrasi, uygar toplum vd. gibi ideali yüksek kavramlar üzerinden ahkâm keseceksin sonra da, vulgar, barbar eylemleri siyaset zanneden çoluk çocuğun önünde gösteri yapacaksın, siyaset eylemi bu kadar kalitesizliği, anti demokratlığı kaldırır mı? Sonra da çıkıp, duygusal kopuş olur gibi iddialı , nereye varacağının idrakinde olmadıkları laflarla akılları sıra tehdit ediyorlar. Bu taraf, duygusal kopuş sürecine çoktan girdi, siz farkında değilsiniz, bu taraf için hiç bir mahzuru yok, da kopup ne yapacaksınız, Suriye ile mi duygusal birliğe gireceksiniz, orada ,Kürtlerin , kafa kâğıtları bile yok, adam yerine koymuyorlar, kuzey Irakla mı bağ kuracaksınız, kurun o zaman , İran ile mi? duygudaşlığa gireceksiniz, orada rejimin dümen suyundan çıkanlara neler yapıldığını bilirsiniz, Türkiye'nin beğenmediğiniz demokrasisi ile oraları mukayese edemezsiniz, artık, Demokrasiyi de fazla zorlamağa başladınız, hâlbuki demokrasiye ne kadar emek verilirse o kadar kıymetli sonuçlar alınır. Sizler kestirmeden haraç istiyorsunuz. Demokrasiler haraç mekanizmasının işlediği sistemler değildir. Uygar Hukuk düzenleri, her türlü zararın kusur oranında tazminini öngörür, bugüne kadar sizlere uygulanmadı bundan sonra her türlü şımarıklığın bedeli ödenecek, hoş görüldü tadını kaçırdınız, hükümet, Kürt kardeşlerimizin üzerinden ağalık yapanlara artık izin vermeyecek, öyle anlaşılıyor, bir anönce kendinize gelin , ne bizi, ne de çok sevdiğimiz ,bin yıllık kardeşliğimiz olan, Kürt kardeşlerimizi üzmeyin... Evren Seçgin |
|||||||||
|