Başbakan Yardımcısına süikast şüphesi nedeni ile bir telefon ihbarı ile başlatılan soruşturma takipsizlikle sonuçlandı...
Telefon ihbarının yalan bilgi olduğu, böyle bir ihbarın kayıtlarına emniyette rastlanmadığı ve tamamen hile düzeneği kullanılarak Genelkurmay'ın kritik bilgilerinin depo edildiği kozmik odalara girildiği, savcılık kararı ile ortaya çıktı..
Savcılık kararına göre; atılı suç bakımından soyut iddia dışında kamu davası açmaya yeterli somut ve inandırıcı delil bulunamadı..
Dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ zamanın Başbakanı ile görüşüp kozmik odalara giriş için izin verdi.
Sahte ihbara dayalı başlatılan soruşturmada, bir hakim 25 gün boyunca kozmik belgeleri inceledi..
Bu belgeler devlet sırrı kapsamında ve ancak dava açılırsa ve gerek görüldüğü takdirde sadece mahkemelerde incelenebiliyor..
Daha büyük bir kanunsuzluk burada başlıyor ve devlet sırrı niteliğindeki bu belgeler tübitak'a göderiliyor ve sözde bilirkişi incelemesi için kopyalanıyor
Devlet sırrına ilişkin belgeleri, kimlerin kopyaladığına dair bir tutanak dosyada bulunmuyor.
2009 yılında başlayan soruşturma,2015 yılında tamamlandı, soruşturma savcısı, dosya içinde, hileye dayalı bir kozmik oda ihlali ve devlet sırrı kapsamındaki belgelerin, kimliği belirsiz kişilerce kopyalanmasından başka bir gerçek olmadığını, 61 sayfalık gerekçeli takipsizlik kararında açıkladı..
TSK'ne yapılan kanunsuz saldırılarda, genelkurmay karargahı çok özensiz davrandı, ne askerlerini ne de mahremiyetini koruyamadı..
Kozmik belgelerin akibeti hakkında, kim hesap verecek, esas soru budur..

Umut Senden