AKP üst aklı, 7 Haziran seçim sonuçlarını hazmedemedi. Zamanla demokratik bir tavır olarak, bir sindirim toleransı geliştirir ve sandığın rasyonalitesinin gereğini yerine getirir beklentileri de boşa çıktı...

AKP, sandık, demokrasi ve milli irade konularında bugüne kadar, doğru yanlış, eksik ziyade, yerli yersiz söz söylemiş ve Türkiye siyasetini en çok eleştirmiş hareket olmasına rağmen, sandık sonuçları ile içine düştüğü paranoyadan kurtulamıyor.

Yancıların da verdiği ağır gaz desteği ile tuhaf uçuk seneryolar yazıyor. Türkiye'nin önünün kesilmek istendiğini ileri sürüyor. Seçimlerin güvenilirliği konusunda bir kuşku yok.

Katılım, dünya standartlarının çok üstünde; milyonlar, oylarının namusuna sahip çıkmış sandığa gitmiş ve tartışılmaz bir seçim sonucu ortaya çıkmış olmasına rağmen, %60 muhalif seçmenin yanlış yaptığını ve güçlü, yeni Türkiye karşıtı bir blok oluşturduğunu iddia ediyor.

Bu mantığa göre, %60 yanlış yaptı ve bu yanlışın tekrar bir seçimle düzeltilmesi gerekiyor. Tekrar seçimin propagandasında, yanlış yapan seçmenin bir bölümünü öyle ya da böyle doğru yola getireceklerini düşünüyorlar!

13 yıllık mutlak iktidarın yarattığı güç sarhoşluğu ve siyasi megolamani, %60'ı, nerdeyse "bidon kafalı !!" olarak görüyor.

Seçmen serbest iradesi ile hareket eder. Türkiye seçmeninin de oy kullanmakta yeterli ahlaki kalibresi ve yetkinliği vardır. Her önemli fırsatta bunu ispat etmiştir.

Seçimlerden hemen sonra seçmene; "Bu sonuçlar olmadı, yeni seçim yapacağız ve sana hatanı düzeltme fırsatı tanıyoruz" demek; seçmeni ağır ölçüde tahkir etmek olup, bir demokrasi patolojisine işaret etmektedir. Hele hele, azınlık hükümeti olarak "bizi destekleyin, seçime AKP hükümeti ile gidilsin" talebi, siyasi pişkinliğin en üst seviyedeki bir örneğidir!

AKP ile seçim paraleline girip, AKP siyasetine bordolamış politikalarla, verilecek desteklerin, nasıl bir bir siyasal ferasete işaret ettiğini de söylemeye gerek yoktur!

Hürrem Amasyalı