Sayın Merkel Türkiye'ye geldi ve Sayın Boşbakanla Dolmabahçe de Suriyeli Mülteciler üzerinden Türkiye'nin AB üyeliğini ve mülteci krizi için Türkiye'nin yerinde çözüm karşılığında alacağı parayı falan konuştular.(Tabiki yemekte)
Basın açıklamalarının sonunda soru cevap bölümünde Türk basınından gazeteciler ve Alman basınından olanlar arasındaki farklılık oldukça dikkat çekiciydi. Türk gazetecilerin sorularını her iki başbakanın da, özellikle Sayın Davutoğlu'nun Sayın Merkel'e destek çıkmasıyla atlattıkları söylenilebilir. Ancak son soruyu mealen '' İki hafta sonra seçim olacak, bu gelişinizi nasıl açıklıyorsunuz?'' şeklinde Sayın Merkel'e soran bir Alman gazeteciye cevap vermekte zorlanan Sayın Merkel den soruyu devralan Sayın Davutoğlu, tamamen kendi üslubu ve geçenlerde Hürriyet Gazetesi köşe yazarlarından Sayın Mehmet A. Yılmaz'ın işaret ettiği ''beşuş'' gülüşüyle cevap verdi. Özetle; bu soruya olan alınganlığını ifade ederek, bu ziyaretin kısaca insani bir sorunu çözme ziyareti olduğundan bahisle bunun siyasi bir destek şeklinde yorumlanmaması gereğini işaret etti.
Ancak, Sayın Başbakan toplantı başlamadan önce konuğu Sayın Merkel sanki ilk defa İstanbul'a geliyormuş gibi ev sahipliğinde bulunduğu gözlerden kaçmadığı gibi tüm TV lerin tek bir kameranın çekim ürünü olan ve sanki bir düğün organizasyonu çekimi tadındaki alttan çekim karelerini de içeren görüntüleri en azından benim gözümden kaçmadı. Bu sipariş ve tasarlama çekimlerde, Sayın Davutoğlu'nun o değişik, üzerine nasıl oturduğu tartışılan, kendisine hava verme çabası, bazen eli cebinde ve bazen de elini kaldırarak bazı noktaları işaret etmeye çalışmasındaki acemilik ve rol kapma havası Sayın Merkel'in ziyaretinin amacının bir destek ziyareti olduğu vurgusu yaratıyordu.
Bu desteğin Sayın Merkel tarafından Mülteciler sorunun çözümü amaçlı olması muhtemel gözükse bile sayın Davutoğlu açısından bunun böyle olmadığı, asıl hedefin bir ''orta oyunu'' havasında seçmene ayar vermek olduğu açıktır. Sayın Davutoğlu yine yakalanmıştır, ancak yakalayanlar yine esas yakalaması gerekenler değildir.
İşte zaten Türkiye'nin sorunu da budur.
Şimdi Sayın Boşbakan topu Cumhurun başına doğru ortalamıştır. Allah'ın izniyle topun nereye ne olacağını da sonra yazarız artık.


Ercan Erdem