Devlet, iktidar, sorumluluk - 19/11/2015 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Cumhurbaşkanı son televizyon mülakatında, paralel olarak tanımladıkları malum yapı ile ilgili itiraf mahiyetindeki değerlendirmelerini sürdürerek; "Şahıs olarak onlar da beni çok iyi tanıyor ama; ben de onları çok iyi tanıyorum. Onlar bana ihanet etti, ben onlara ihanet etmiyorum. Sadece milletin hakkını, onlardan geri alma mücadelesi veriyorum." dedi. Bu sözler, meselenin giderek daha hayati boyutlar kazandığını ortaya koyuyor.
Milletin hakkını hukukunu korumak; en uzun süreli Başbakan'lıktan seçilmiş Cumhurbaşkan'lığına gelmiş ve 2023'e kadar aynı veya kuvvetlendirilmiş yetkilerle, iktidar konumunda olmayı planlayan birisi bakımından birinci derecede görev alanına giriyor... Sorun iktidar ve sorumluluk konusunda düğümleniyor. İktidar partisi ve malum yapı arasındaki muhabbet biliniyor, iktidar kavgası bu kadim dostluğu, şedit bir husumete çevirmiş gibi gözükse de, Cumhurbaşkanı, ihanete ihanetle karşılık vermeme tavrında. Uzun sayılacak bir iktidar diliminde, en ziyade müsadeye mazhar yapı olarak, kamu erklerinin kullanımında kayırılanlar ile aralarının açılmasının, kapanmasının dışında, öncelikle, milletin hakları ve devletin uğradığı çürüme, bozulma konularının şeffaflaşması gerekiyor. Cumhurbaşkanı ve iktidar kanadında sürekli bir yakınma hali var ve bu tutum, geçmiş beraberlikleri nedeniyle inandırıcılık sorunu doğuruyor. Mevcut durumun sıradan bir iktidar kavgasından kaynaklanmadığına kamuoyunu ikna etmek için, devlet ile ilgili, gerçek bir hasar tespit raporunun ortaya konması gerekiyor. Devletin hukuku bir kenara bırakılarak, sadece milletin hakkı üzerinden konuşmak sorunlu... Devlet'in ne kadar tahrip edildiği açığa çıkarsa, milletin hukukunun ihlali hakkında da sahih bir envanter çıkarılabilir. Devlet katmanları, bayram şekeri gibi, ikram edilecek nesneler değildir. İktidar devleti kontrol eder ve her türlü hasardan sorumludur, mücadelenin niteliğine bakılırsa devlet düzeninde ciddi bir fonksiyon bozulması ve bağlı olarak, görevi ihmal ve ciddi hizmet kusurları var. Devlet ve iktidar düzleminde; her türlü zaaf, sıradan, beşeri bir çürüme olan "ihanet"in değil, "sorumluluk" kavramının konusudur... Kerem Sever |
|||||||||
|