Kadir Has Üniversitesi her yıl yaptığı araştırmalarla Türkiye genelinde Sosyal-Siyasal Eğilim tesbitleri yapıyor.

2012 yılında yapılan araştırma sonuçlarında, işsizlik birinci sorun olarak öne çıkarken, terör ikinci sorun olarak gözüküyor.

Yargının siyallaştığı ve dolayısıyla olması gereken bağımsız konumunda bulunmadığını düşünenlerin katılımcılar arasındaki oranı; %52.5 ( 2011 yılı araştırmalarında bu oran; %49.6).

2013 yılında yapılan eğilim araştırmaları sonucunda; işsizlik (ekonomik kaygılar) en önemli sorun olma özelliğini koruyor.

2013 yılında, yolsuzluk, seçenekli cevaplar içinde %14 ile ve ilk defa olarak üçüncü sıradan, bulgular arasına giriyor.

Bir başka ifade ile, 2002 yılından bu yana süren tek parti iktidarında, 2013 yılı, "yolsuzluk" sorununun toplumsal kaygılar arasına ön sıralardan girdiği bir yıl oluyor.

2013 yılı, yargıya güvende ciddi bir gerilemenin ortaya çıktığı bir yıl olması bakımından da dikkat çekiyor.

2012 yılında, %37.2 olan güvenilirlik oranı, 2013 yılında %26.5'e iniyor. Yargının bağımsızlığına ilişkin olumsuz kanaat oranı ise; %59.7
2013 fotoğrafında, yargı hem güvenilir olma, hem de bağımsız olma kriterleri bakımından irtifa kaybediyor.

2014 yılı araştırma sonuçlarında,
Katılımcılar, %58.7 oranında, yargının siyallaştığını düşünüyorlar.

2011-2014 arasındaki, Sosyal/Siyasal Eğilimler Araştırması sonuçlarına göre; yargı, bağımsız ve tarafsız olma sorunları yaşıyor. Siyallaşma tehlikesi içinde değerlendiriliyor.

Toplumsal algının bu istikamette olması, hukuk devleti ve demokratik düzen bakımından sakıncalı.

Türkiye, Sosyal ve Siyasal bakımından son derece değişken parametrelerde yol alıyor. 2013 yılında %14,2 olarak öne çıkan yolsuzluk sorunu, 2014 verilerinde %07 olarak gözüküyor (veya gözükmüyor).

Siyasal ve sosyal eğilimlerdeki değişim katsayısı ve bağlı olarak ortaya çıkan kantitatif tespiler, dinamik bir toplum yapısı bakımından sorun teşkil etmez, değişimin dinamiği içinde artı eksiyi götürür, olumsuzluklar, olumluya dönüşme kabiliyetini içinde taşır.

Araştırma sonucu bulgularda kaygı yaratan husus, yargı ile ilgili olarak, toplumsal algının, giderek negatif bir mahiyete dönüşmesi.

Adalet, "mülkün temelidir" ve yargı ile arasındaki vazgeçilmez ilişki Devlet'in bekası ile ilgilidir.

Adalet, kişilere ve kurumlara ihale edilemez ancak bağımsız ve tarafsız bir yargı kurumu ile hayatiyet kazanır.

Toplumun kanaati de gerçek bir yargı reformu ihtiyacına işaret etmektedir.

Ayhan Gemici