Laiklik tartışmalarında öne çıkan hususlardan biri de ;kavramın, "demokratik" niteliği hakkında... Laiklik, siyasi niteliği ile , devlet'in yönetim biçimini etkiliemesi nedeniyle, felsefi ve sosyolojik boyutunun önüne geçiyor..
Laiklik, din ve vicdan özgürlüğü ihtiyacını, eşitlik temelinde bir çözüme kavuşturduğu için, devletin tarafsızlığı ve toplumsan barışın sigortası olarak kabul ediliyor..
Muhafazakar dindar siyaset, ülke uygulamasının imilitan ve katı öğeler içerdiğini ve bu bakımdan, inanmış kitlelerin, inançlarını özgürce yaşayamadıklarını, engellerle karşılaştıklarını, politik argümanlarının temeli olarak kullandı, kullanıyor
Fiili , pozitif ve içtihadi uygulama bakımından, herhangi sorunlu bir alan kalmamış olmasına rağmen, konunun , üstün norm düzenlemesinde de yeni bir tanımlamaya kavuşması isteniyor..
Bugüne kadar uygulanagelmiş anlayışın yumuşaması , siyasi terminolojiye göre demokratikleşmesi sorunu, demokratik olma iddiasıı öne çıkarılan yeni anayasa çalışmalarında , en ziyade gözetilmeye mazhar bir düzenleme olacak gibi gözüküyor..
Anayasa Mahkemesi'nin, içtihad değişikliğine giderek, benimsediği laiklik anlayışında, bireyin, manevi hayatın dışında, toplumsal hayatı etkileyen, dini eylem ve davranışlarının da, devlet müdahalesi dışında bir özgürlük alanı olduğu kabul edilmektedir..
Mevcut iktidar söylemlerine bakıldığında, -yüksek Mahkeme'nin içtihadı doğrultusunda-, mevcut Anayasa'nın laiklik ile ilişkili maddelerinin, parlamanter sistem gibi askıda olduğu görülüyor.
TBMM başkanının dindar anayasa vurgusu, Cumhurbaşkanının, imam hatipli öğrencilere yaptığı konuşmada , medrese eğitimini öne çıkarması, nihai mesajı olan veda hutbesinin, insanlığı kurtuluşunun sırlarını sakladığına dair sözleri..güncel örnekler ...
Yeni Anayasa'nın demokratik niteliği ile laiklik kavramının demokratik niteliği/ dindar yorumu arasındaki vazgeçilmezlik,yeni Anayasa' düzenlemelerinin
temel tartışma noktası olacak ve muhtemelen Başkanlık projesini de etkileyecek....




Mualla Kader