Partili Cumhurbaşkanı ve Türkiye tecrübesi - 11/05/2016 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Cumhurbaşkanlarının aynı zamanda Parti Genel Başkanı olması meselesi çok partili siyasi hayatımızın ""moda deyimle" en kadim meselelerindendir.
Demokrat parti, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün aynı zamanda partinin başında bulunmasını, 1946 seçimlerinden itibaren eleştiri konusu yapmış ve demokratikleşmenin önünde engel teşkil ettiğini ileri sürmüştür. Partili Cumhurbaşkanlığı konumu ile ilgili eleştirilerin bir sonucu olarak, çok partili siyasi hayata geçişten hemen sonra, CHP II. Olağan Kurultayında, "Değişmez Genel Başkanlık" uygulamasından vazgeçilmiştir. Cumhurbaşkanı'nın "tarafsızlığı" konusu da tek partili dönemden, çok partili hayata geçişin, temel sorunları arasında yer almıştır. Tarafsızlık bakımından yapılan eleştirilere karşı, "tarafsızlık", ancak adaletli bir yönetim anlayışının sonucudur; ve "Seçilmiş Cumhurbaşkanı'nın adaletli ve tarafsız olması asıldır" varsayımı ileri sürülmüştür. Bir diğer etkili amil, Cumhurbaşkanı'nın vekiller ile birlikte seçimi nedeniyle, kazanan partinin Genel Başkanı'nın devletin başı olacağı ve seçim yoluyla değişimin, demokratikleşmeye hizmet edeceği hususudur. Siyasi iktidarın manevi miras anlamda ünsiyet duyduğu Demokrat Parti partili Cumhurbaşkanı konusuna demokrasi zaviyesinden eleştirilerde bulunmuş olmasına rağmen, 1950 seçimlerinde iktidara gelince, Cumhurbaşkanı Celal Bayar, kurucusu olduğu partinin amblemini taşıyan bastonu alamet-i farika olarak taşımıştır. Mesele, partili Cumhurbaşkanı, partii ile ilişkisi ,-Anayasal zorunlukluk bakımından- kesilen Cumhurbaşkanı, noktasında değildir. Sorun, tarafsızlık ile adaletli yönetim arasındaki ihmal edilemez ve de vazgeçilemez ilişkiden kaynaklanmaktadır. Türkiye demokrasisi, mekanik olarak (demokratik klasta yer alan ülkelerle mukayese edilemeyecek bir üstünlükte) yüksek katılımlı seçimlerle "yönetim" sorunlarını aşmaya çalışıyor. Seçilenler, tarafsızlık ve adil yönetim konusunda 70 yıl önceki tartışmaları sürdürüyorlar. Sorun'un kaynağı nerede veya bir başka deyişle "benim oğlum bina okur döner döner yine okur" durumu mu var..!!! Hümeyra Kararlı |
|||||||||
|