Yüksek Öğrenim yeni döneme başlarken, YÖK ve Rektörler, külliye'nin konuğu oldular..
sık sık alkışlarla kesilen uzun sayılabilecek konuşmasında, Cumhurbaşkanı, yüksek öğrenim sorunları üzerine de konuştu, ve yeni hedefler gösterdi, ..
Muhtarlar toplantısında ve diğer zeminlerde yaptığı gibi, siyasi paylaşımlarını , -aynı konulara hasrederek- iç ve dış politika uygulamaları olarak-ortaya koymaya devam etti..
Sonuç olarak, alkışların yoğunluğuna bakılırsa, siayaseti şahsında toplayan ve icra eden,Cumhurbaşkanı, Akademi dünyasından gelecek için güven oyu ve geriye dönük olarak da izacet almış oldu.. Yüksek yargıdan aldığı gibi.
12 Eylül geneeralleri de, halk iradesini iptal ettikten sonra, yargıçları, Genelkurmay'da toplayıp, ince ayarlar veriyor, YÖK, düzenleyici ve denetleyici bir kurum olarak konsey'in ağzına bakıyor.. ve sesi çıkabilen demokratlar tarafından eleştiriliyorlardı..
1982 anayasası, o uygulamaların bir mutabakat metni ambalajına dönüştürülmüş hali olarak, halk oyuna sunuldı %91.4 gibi kahir bir ekseriyetle kabul oyuna mazhar oldu.Halk, bugün de çok eleştirilen, otoriter Anayasayı içine sindirdi.....generaller de( 12 Eylül)'ün "icazet"'ini aldı.... Anayasa'nın kabul oylarını yok saymak, oy verenleri korkaklıkla itham etmek gerçekçi değil..15 Temmuzda tankların altına yatanlar ile 1982 Anayasasına oy verenler aynı aile ocaklarından yetiştiler..
İlkbahar'da Türk tipi Başkanlık hükümleri içeren Anayasa metni halkın önüne gelecek gibi görünüyor.. millet hür iradesi ile oylayacak, ,1982 Anayasa oylaması çoğunluğuna ulaşılır mı bilinmez, ama "sandık" Başkanlık kokuyor.... millet demokrasi için de oy veriyor, nispeten otoriter, "partili Başkanlık "yönünde de oy kullanabilir.........Milli irade üzerinden "Demokrasi "tartışmaları yapılıyor ama , esas olan , siyasal katılım .. eninde sonunda su yolunu bulur..


Gaye Kararlı