Terör, Muhalefet, Yargı - 04/11/2016 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Türkiyede son dönem'inin en tartışmalı konusu, -yargı ve siyaset arasındaki ilişki- üzerinden şekilleniyor...
İktidar, yargının düzenleyuici kurumu sayılabilecek HSYK'nin, darbeci bir planlama içinde olduğu, 15 Temmuz'da ortaya çıkan yapıın işgalinde olduğunu farkettiği andan itibaren, kendine uygun bir HSYK kompozisyonu için gerekli düzenlemeleri yaptı,yapmaya çalıştı, çürümenin ne kadarı tasfiye edildiği henüz belirsiz. Devlet kurumsal olarak, matruşka bebekleri gibi birbirinin içinden çıkan, unsurlar tarafından, neredeyse, istila edildiği için, kurumlar arası enfeksiyon da had safhada. Endazesinden çıkarılmış bir yapıyı , olması gereken düzene koymak zor.. Emniyet ve Yargı,- normalleşme sürecinde -en ağır sorumluluğu taşımak zorunda. Dokunulmazlıkların belli süreye bağlı geçici kaldırılması ile ilgili "ucube" düzenleme, yeni bir huzursuzluk kaynağı olarak, gündeme girdi. Terörle Mücadele Kanunu ile irtibatlandırılan ithamlar nedeniyle, Hdp'li vekiller, yargı önüne çıkarılıyorlar, davete rağmen, kendi rızaları ile gitmedikleri için mevcutlu olarak, "hafif tertip, yaka paça, gece baskınları da dahil, göz altına alınmalar uygulanıyor... Bugünün muktedirlerinin ve dfemokratlarının çok eleştirdiği, 90'lı yıllar, tarihin derinliklerinden hortlamış gibi... Terör örgütü de, Diyarbakır'da, bu işlemlere, bombalı saldırı ile ce4vap verdi, şimdilik, 8 can kaybı, çok sayıda yaralı var. Hdp eş-genel başkanı, savcılık ifadesinde, "beni ancak halkım ,seçmenlerim, yargılayabilir" mealinde konuşmuş... Göründüğü kadarı ile, terör örgütü, kendi yargısına başlamış ve ortalığı kan gölüne çevirmiş. Polislerin haricinde, eş genel başkanın seçmenleri de yargıya muhatap olmuş, küçük bir bebeğin -henüz seçmen değil-, bir gözünü kaybettiği ve tedavi için Anakara'ya sevkedildiği haberi var. Cumhurbaşkanı adayı olmuş, parlamanter zeminde siyaset yapan bir parti başkanının, marjinal terör örgütü ağzıyla konuşması, gerginliğin süreceğinini işareti. Bu noktada, bir diğer sorun, meclisin gündemini Türkiye'nin gerçeklerine göre tayin edememesi, iktidarın ajandasına göre dümen tutması. Tabii mecrasında, suç işleyen vekiller, dönem sonunda yargısal iişlemlere muhatap oluyorlar. Milletvekillerinin yasama dokunulmazlıklarını- keyfi süreler içinde- kaldırmanın ülkeye ne yararı var..!! Terör ile ilişkilendirilen vekiller, uzun zaman, terörist başı ile Kandil' terör yuvası arasında mekik dokudular, üstelik, bunu "açılım" faaliyeti cümlesinden olarak, devletin gözetim, denetim ve desteğinde yaptılar. Habur'dan, giriş yapıp, sahra mahkemelerinde ağırlanan örgüt mensupları, Kandil'de bıldırcın mı avlıyorlardı? Fetö'cü şebeke ile iltisaklı siyasetçiler nerede, onlarla ilgili hiçbir fezleke bulunmamasına civcivler'iinandırabilirmisiniz..!!... .. Yurdum insanı, bu" kel" durumun hangi perçeminden tutsa elinde kalıyor.. Gözünü kaybeden masum çocuk, kimin halkına mensup, büyüyünce kimin seçmeni olacak..!! Kahraman Kangallı |
|||||||||
|