Bahçeli son gurup toplantısında, chp'ye çağrı yaptı, "kafa kafaya verip" sorunları çözelim dedi.
Anayasal sorunlar ve özellikle de "Başkanlık meselesini" kasdettiği anlaşılıyor.

Buzdolabına kaldırılmış konuyu, aniden Türkiye'nin gündemine, -suni bir fay hattı gibi- sokup, siyaseti, "Başkanlık" sorununa indirgemekten ne amaçlandığı henüz açık değil.
Bahçeli, zamanlaması tartışmalı siyasi hamleler ile, Türk siyasi hayatını sürekli olarak etkileyen bir lider. 2002 seçimlerinden bu yana, bu tutumu, adeta istikrar kazandı. Türkiye'nin gerçek gündemi ile, Bahçeli'nin gündemi ne kadar örtüşüyor, tartışmalı.

Muhafazakar Türkçülük damarınıın temsilcisi bir hareket olarak, Akp'ne yakın durması anlaşılabilir bir tutum.
CHP, bu konjonktürde, bu ortaklık ile hangi noktalarda işbirliği yapabilir sorusuna cevap vermek kolay değil.
AKP muhalifi, jargonda, Bahçeli'nin son hamlesi bir nevi "kuyudan adam çıkartmak" olarak değerlendiriliyor.
İsmet İnönü merhum, DP iktidarının Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve siyasilerin, siyaset yasaklarının kaldırılması için gereğinin yapılmasını savunmuş ve bu tavrı, "kuyudan adam çıkartmak" olarak tartışılmış. Sonuçta, parti meclisi kararı ile siyasi hakların iadesi sağlanmıştı.
Bugün, tartışılan, siyasi haklar ile ilgili bir sorun olmayıp, Anayasal düzenin fiililen askıya alınması sonucu ortaya çıkan, aykırı durumun, Anayasal bir meşruiyete kavuşturulması ve Cumhurbaşkanının, Anayasa'ya rağmen, fiiilen kullandığı, iktidar alanının, tamamen özerk bir statü hale getirilmesidir.

CHP bu çağrıya uyarsa, kuyuya düşmüş bir siyasete değil, Külliye'de hükümferma olan bir Cumhurbaşkanı'na yasal statü vermiş olacak.
Türkiye siyasetini hangi boyutlarda rahatlatacağı da önümüzdeki dönemlerde ortaya çıkacaktır.

Hamza Çebi